Hind Recep, Batı Şeria'da ailesiyle birlikte yaşayan 6 yaşında şirin mi şirin bir Filistinli kız çocuğuydu. Ailece bulundukları otomobillerinin yanına bir İsrail tankı yaklaştı. Aile, kulaklarının yanından geçen kurşun sesleri eşliğinde Kızılay'ı arayıp yardım istedi. Telefonu Hind Recep aldı, hattın ucundaki Kızılay görevlisine "Çok korkuyorum, beni kurtarın" diye yalvardı. Konuşmayı seri kurşun sesleri ve çığlıklar bitirdi.
Hind Recep'in cesedinden tam 335 kurşun çıktı. Yazıyla üçyüz
otuzbeş... O minicik bedenin neresine sığardı ki 335 kurşun? Haydi
şimdi gelin de üzerinde İsrail ordusunun üniforması bulunan sapık
katiller sürüsünün bu vahşetine bir isim bulun... Eminim, şeytan
bile başını kaşıyordur şu anda...
Hind Recep'in hikayesini anlatan film, Venedik Film Festivali'nde
23 dakika boyunca ayakta alkışlanmış. Kurşun başına 4 saniyelik
alkış...
Şu yaptığım hesabın iğrençliğine bakar mısınız? Çaresizlik işte
böyle bir şey. Bir gazeteci olarak orada yaşanan büyük dramı
dünyanın gözüne...