İstanbul'da bir aileyi yok eden zehirlenme faciasında olağan
şüphelilerden biri de midye dolmaydı.
Çocukluğum ve gençliğim hep denizlere yakın yerlerde geçti. Midye
işinden de fena halde anlarım. İlk sözüm: "Midyeyi sakın pişirmeden
yemeyin ve sokak satıcılarından uzak durun" olacak. Zira midye
denilen canlının işi, deniz suyunu filtre etmektir. Biraz abartarak
söylemek gerekirse, denizlerin çöp kutusudur. Hatta pek çok
kirlenmiş deniz alanını temizlemek için oralarda midye çiftlikleri
kurulur. (2021 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı'nın resmi sitesinde
arıtmaya yardımcı olmak üzere Marmara Denizi'nde yıllık 45 bin ton
kapasiteli midye çiftliği kurulacağı açıklanmıştı.)
Bilindiği gibi Marmara Denizi'nin son yıllardaki en büyük derdi,
aşırı azot ve fosfor birikimi nedeniyle oluşan müsilaj. Midye de
işte bu kirli suyu filtre ediyor. Ayrıca sudaki kanalizasyon
atıklarını ve ağır metali de süzüyor. Bu nedenle çok iyi
pişirilmeleri gerekir.
İstanbul'daki büyük tehlike ise kıyılarda...