Cuma günü veliler grubunda paylaşılan "Okul bahçesi yakınında
TIR devrildi" haberini alınca kızımın okuluna nasıl gittiğimi
hatırlamıyorum.
Manzara tek kelime ile korkunçtu. Bisküvi yüklü koca TIR büyük bir
süratle giderken virajı alamamış, şarampole uçup, okul binalarının
üzerindeki uçurumda adeta asılı kalmıştı. Yarım metre daha
sürüklense, yuvarlanıp, binaların çatısına düşmesi ya da teneffüste
kullanılan oyun bahçesine girmesi işten bile olmayacaktı.
Olay yerini incelediğimde büyük bir ihmalle karşılaştım. Hem yokuş
hem viraj olan yerde, bariyer yoktu. Yani kontrolünü kaybeden her
araç kolaylıkla okulun üzerine ya da bahçesine düşebilirdi.
Ondan da önemlisi; dev TIR'ların, hafriyat kamyonlarının ve ağır
hizmet makinalarının, sayısı belirsiz inşaatlar yüzünden 5 okulun
bulunduğu Sarıyer-Maden-Zekeriyaköy üçgeninin ara sokaklarında
cirit atıyor olmaları. Araçlarını deli gibi sürüyorlar,
damperlerinden döküp saçtıkları toprak, kum ve çakıllar yüzünden
yolları kaygan ölüm...