Aslında bu yazıyı rahmetli Necmettin Erbakan'ın ölüm
yıldönümünde yayınlayacaktım. Ama art arda yaşanan felaketler
gündemi alt üst edince bugüne kaldı.
TRT Belgesel kanalındaki Türk Sanayiinin Yalnız Dehaları
belgeselinde bu hafta sıra nihayet Necmettin Erbakan'a gelmişti.
Yeni nesil, Erbakan'ı sadece siyaset sahnesinin muhafazakar ama
aynı zamanda çok renkli bir şahsiyeti olarak tanır. Ama Erbakan'ın
dünyayı "Başbakan" titrinden bile daha çok etkileyen bir özelliği
vardır: Tank ve tank motoru üretmeye duyduğu sevdası... Ama bu
arzusu hayal düzeyinde kalmamış, profesörlük unvanına erişene kadar
özellikle Almanya'da Leopar tanklarına yaptığı müthiş katkılarıyla
tüm bilim çevrelerinin hayranlığını kazanmıştır. Hatta Alman
tanklarının proje yöneticisi zat, Erbakan'a "İkinci Dünya
Savaşı'nda bizim tank motorlarının suyu Rusya'da dondu, Afrika'da
kaynadı. Eğer savaş sırasında sen yanımda olsaydın, savaşın sonucu
çok daha farklı olabilirdi" demişti. Ama Erbakan'ın gönlünde
dehasını Türk milletinin emrine vermek vardı. Ne yapıp edip,
Türkiye'nin ilk yerli ve milli motorlarını üretecekti. Nitekim
üretti de...