Hafta sonu geç saatlerde dizilerin kaosundan, haberlerin
vahşetinden, okumuş cahillerin yarışmalardaki rezil hallerinden
yorulduğum bir anda biraz kafayı dağıtmak için rotamı belgesel
kanallarına çevirdim. Niyetim, kirlenen ruhumu doğa belgeselleriyle
çitilemekti. Ama nerdeee?
National Geographic'de ünlü David Attenborough'un sunduğu
Okyanuslar belgeselini izlerken insanlığımdan utandım. Hani şu
çelik pençeleriyle denizin tabanını kazıyıp trolle avlanmak adına
denizlerin gırtlağına çökenler var ya, hah işte onlara pek çok ülke
tarafından yılda 20 milyar dolar teşvik veriliyormuş... Yuh denmez
de ne denir şimdi? Onların okyanuslarda bıraktıkları çölleşme
izleri uydulardan bile görülüyor artık. Ne deniz tarağı bahçeleri
bırakmışlar, ne deniz çayırı ne de mercan resifi... Okyanuslara
nükleer kış yaşatıyormuşuz meğer...
Dinozorları yok eden göktaşı felaketinden bile kurtulan
köpekbalıklarını, deniz kaplumbağalarını ve yunusları ağlarda,
parakete...