Ne zaman gündemden yorulsam, terörden, dehşetten, vahşetten
bunalıp dünyanın türlü haliyle kirlensem, imdadıma BKM ve Ata
Demirer yetişiyor. Yine öyle oldu. Ata'nın son filmi 'Olanlar Oldu'
ile iki saatliğine bile olsa kendimi kirden, pastan arınmış
hissettim, mutlu oldum.
Aslında hikaye bildik. Ünlü kız, züppe sevgilisini geride bırakıp
gerçek hayata dokunmak için kendini bir sahil kasabasına atar.
Orada kendi halinde yaşayan kaptan ile tanışınca ikisinin de hayatı
değişir. İşin içine şark kurnazı eski bir kayınpeder adayı, saf bir
enişte ve 'çakal' karakterli bir kasaba uyanığının giriştiği
dolandırıcılık hikayesi de eklenince, ortaya eğlenceli bir romantik
komedi çıkar.
Emin olun, koca filmden aklınızda başka bir şey kalmıyor. Çünkü
amaç belli: Sabun köpüğü patlayınca suratımıza değen damlacıklarla
mutlu olmak. Tıpkı bebekliğimizdeki gibi. Hayatların giderek girift
ve içinden çıkılmaz hale geldiği şu günlerde insan 'sabun köpüğü'
basitliğini arar oldu. Benim de iki saatliğine rahatlamamı sağlayan
işte buydu. Bir de Ata'nın hem anneyi, hem oğlunu muhteşem bir
oyunculuk performansıyla canlandırmasından etkilendim.
Abartmıyorum, Robin Williams'ın ünlü 'Bayan Doubtfire' karakterine
bile taş çıkarttı. Ata'nın filmlerinin beni etkileme nedenlerinden
birini daha itiraf edeyim: Filmlerine dekor olarak genellikle Ege
kıyılarını seçiyor olması ve benim gibi deniz aşkıyla boğazına
kadar dolu olması. 'Eyvah Eyvah' serisi, Geyikli ve Bozcaada'yı
bilmeyenlere tanıtmıştı.