Günlerdir yazıyorum, söylüyorum ama ne fayda?.. Alın işte aşı
retçileri yüzünden koronavirüs vakaları patladı. Dördüncü dalganın
adı şimdiden konuldu: "Aşısızların Pandemisi."
Ben yine doğru bildiğimden şaşmayacağım. Birkaç klavye
delikanlısının (!) güdümlü başlattığı sosyal medya linçleri
umurumda bile değil. A-şı o-lu-na-cak! İşte o kadar... Bunu ben
değil, bilim söylüyor.
Bu artık bir tercih değil, zorunluluk. Bunun kişi hak ve
özgürlükleri ile ilgisi yok. Halk sağlığını tehdit eden kim varsa
yaptırım uygulanmalı. Aşısızlar toplumdan tecrit edilmeli. Bu
tavırlarının bedelini ödemeliler. Evlerinde izole olarak yaşamaya
mahkum edilmeliler. Çünkü onlar yüzünden toplum bağışıklığı edinme
süremiz uzuyor hatta neredeyse imkansız hale geliyor. Bu nedenle
insanlar hayatını, işini, yaşam neşesini kaybediyor.
Kızımı geçen yıl okula gönderemedim. Bu eylül için de tereddütlerim
var. Söyler misiniz retçiler, benim çocuğumun eğitim hakkını
elinden almaya, dünyasını karartmaya ne hakkınız var?
Aklınıza şaşayım!
Bir ünlü tanıttı diye sonu ölümle sonuçlanabilecek zayıflama
haplarını lüp lüp yutarsınız.
Güzellik uzmanı saç dökülmesine karşı...