Tek kelime ile muhteşem bir sahneydi. Orhan Bey, Bursa'yı almak için saldırmış ama Alpleri, Bizans'ın kahpe ateş tuzağına düşüp cayır cayır yanmıştı. Orhan Bey için o an zaman durmuş, dünya dönmekten vazgeçmiş, alevler buz kesmiş, oklar havada asılı kalmıştı. Böyle bir sahneyi çekmekten öte tahayyül etmek bile büyük işti. Geçen hafta dizinin setine yaptığım ziyaretin ardından yazdığım yazıda yönetmen Bülent İşbilen'den beklentimi de dile getirmiştim. İşte tam da bundan bahsediyordum.
Orhan Bey'in bu şiirsel sahne içinde yitip giden Alplerine o
unutulmaz bakışı da, genç oyuncu Mert Yazıcıoğlu'nun rüştünü ispat
ettiği andı.
Söz oyunculuklardan açılmışken, hangisini yazsam diğerine haksızlık
edeceğimden korkuyorum. En iyisi bu işi sezona yaymak. Ancak ilk
yazı için oyunculuğun hayattaki ulu çınarı Cihan Ünal ile başlamak
yerinde olur kanaatindeyim. Diziye nasıl bir ağırlık ve kalite
kattığına eminim siz de şahitlik etmişsinizdir. Nesilleri giderek
tükenen "Rolü ver, gerisini unut, karşısına geçip keyifle izle"
oyuncu...