Aldatma bir "yalan" olmaktan çıkıp, adeta "tiryakilik" haline
geleli çok oluyor. Aldatma derken, sadece gönül ilişkilerindeki
sinsi eylemleri kastetmiyorum. İş hayatından arkadaşlıklara, aile
ilişkilerinden merdiven altı üretime, hatta futbolda penaltı almak
için takla atmaya kadar hemen her alanda birbirimizi kandırma
yarışındayız.
Atv'nin yeni dizisi Aldatmak ise bu durumun adeta MR'ını çekiyor.
Dizide öyle bir aldatma silsilesi var ki, izleyene darbe üzerine
darbe vururken, çiğ süt emmiş insanoğluna körü körüne inanmanın
nasıl büyük bir hata olduğunu gözler önüne seriyor.
Kocası Tarık, hakime Güzide'yi aldatıyor. Tarık aynı zamanda
müvekkillerinin kara paralarını saklayıp, devletin alacağı vergiden
de çalıyor. Hakime hanım Güzide'nin Hukuk Fakültesi'ndeyken gözdesi
olan bir Seyfi var. Muhtemelen bizim Hakime Hanım da başına
gelenlerden sonra eski okul arkadaşı Seyfi'ye meyledecek.
Ailenin okuldan atılan kızları Oylum, Erasmus'la Hollanda'ya gitmiş
gibi yapıp ABD'ye göçmeye kalkıyor. Yalanına aile dostlarının
oğlunu da ortak ediyor.