Tarihin kırılma noktası olacak
bir seçime gidiyoruz.
Güya birileri mitinglerde
entelektüel düzeyde tartışma yapacaktı.
Yalan oldu…
Şunun şurasında sandığa 20 gün
kaldı ama, hâlâ eski Türkiye’den kalma alışkanlıklar var
meydanlarda.
Misal; vaatler…
***
Vaat deyince, ayağı yere basan
proje bekliyorsunuz değil mi?
Sözü Muharrem İnce, Meral Akşener
ve Temel Karamollaoğlu’na verelim;
- 100 yıllık Montrö zincirini kırmayı ve Boğaz'ı kurtarıp, yabancı gemilerden yılda en az 10 milyar lira almayı hayal ettiğimiz Kanal İstanbul gereksizmiş, durdurulacak.
- Trakya ve Marmara’yı rahatlatacak, her yıl milyarlarca liralık zaman ve yakıt tasarrufu sağlayacak Çanakkale Köprüsü’ne ne gerek var, rafa kaldırılacak.
- Çin’i Avrupa’ya, Anadolu’yu Trakya’ya, üçüncü havalimanını raylı sistemlere kavuşturacak, birbirine entegre ne kadar köprü, yol, demir yolu inşaatı varsa hepsi durdurulacak.
- Anadolu’nun hiçbir yerine artık yol, hızlı tren gibi yatırımlar yapılmayacak.
- Artık modern, dev hastaneler inşa edilmeyecek.
- Nükleer santral sizin neyinize! Hemen stop edilecek.
- Yerli otomobil falan üretilmeyecek. Elektrikli otomobil devrimi de pas geçilecek, yurt dışından hazırı alınacak (!)
Öyle ya!
Almanlar taş mı yesin
yahu!
***
Ama suç millette…
Yollardan şikâyet ediyor, trafik
yoğunluğuna kızıyor, havaalanlarındaki yoğunluktan
yakınıyor…
Sağlam, modern evlerde oturayım,
iyi arabaya bineyim, denizin altından da üstünden de rahat geçeyim,
her yere raylı sistemlerle ulaşabileyim istiyor.
Arzular şelale…
İstiyor da istiyor…
Devlete boşu boşuna bir sürü para
harcatıyor…
***
Bakın, harcattınız harcattınız,
kasada para azaldı.
Ne dış mihrak, ne darbeciler, ne
de onlarla iş birliği yapan, ekonomi batsın diye çırpınan muhalefet
vardı…
Hepsini, ülkenin gelişmişlik
standardını yükseltme, 50 yıllık yatırım
planları hayaline kapılan hükûmet yaptı.
Tamam…
Artık problem yok…
Biz gelince
çözeceğiz…
Kasamızda kalan parayı size
vereceğiz.
***
Arapların yaptığı
gibi…
Yiyin-için işte, daha ne
istiyorsunuz?
Bakın, ne güzel vaatler
hazırladık sizlere…
- Herkesin kredi kartı borçları silinecek, Hazine’den ödenecek.
- 5 milyon kişinin kredi borçları varsa o da devletin kasasından kapatılacak.
- Asgari ücret 2 bin 200 liraya çıkarılacak (Özellikle işverenler bu habere çok sevinecek!).
- Her iki bayramda bin liraya ilaveten bir maaş ikramiye verilecek,
- Memurun hakları yükseltilecek.
- Sözleşmeliler kadroya geçirilecek.
- Devletin o kadar ihtiyacı yok ama, 180 bin öğretmen atanacak.
- Genç işsizlere para dağıtılacak.
- TRT satılacak, parası halka dağıtılacak.
Daha neler, neler…
Eee! Sonra…
- Erdoğan’ı devirdik ya, daha ne olsun!
Zannedersiniz topraklarımızdan
doğalgaz, petrol fışkırıyor.
Devletin gelirleri başından
aşmış, sıvayacak yer arıyor.
Kimse de demiyor
ki: “Yatırım yaptırmıyorsun, yerli otomobil, savunma
sanayii gibi getirisi yüksek kalemler üretim planlamanda
yok.
En büyük gelir kalemin
yine VERGİ olacaksa millete dağıtacak parayı nereden
bulacaksın?”
***
Hadi bu yarım akıllılar neyse
de…
Hükûmet de son dönemde kesenin
ağzını açtı, muhalefetin yaptığı popülizmin önünü kesme gayretine
girişti…
Beni asıl endişelendiren, işin bu
kısmı…
Unutmamak lazım ki, kim kazanırsa
kazansın, bunun bir de seçim sonrası var.
‘Eski
Türkiye’de, bu vaatlerin daha sonra başımıza ne işler
açtığını hatırlıyorsunuzdur umarım.
*****************
Sana FETÖ’den ekmek
çıkmaz
Muharrem İnce’ye söylüyorum
bunu…
Erdoğan’ı, Pensilvanya’dan
icazetle falan suçlayarak ne kendini temize çıkarabilirsin, ne
partini…
Bak “İspatla” dedi, davayı
açtı.
Ortaya ne
koyabildin?
***
Hadi bunları boş
ver…
Yarın sana dönüp “Kılıçdaroğlu’nu
koltuğa getiren kaset kumpasının tüm ayakları çözüldü neredeyse.
Hepsi ByLock’çu FETÖ’cü.
2012’den bu yana partin ve genel
başkanın FETÖ ile hep kol kola yürüdü. Sen önce şunları izah et”
dese ne cevap vereceksin?
Kusura bakma ama, Erdoğan’ın
milyonların önünde mücadele verdiği 15 Temmuz’a ‘kontrollü darbe’
diyen bir partinin adayısın…
Bak, seçim beyannamende, bu
ülkenin en büyük iki belası FETÖ ve PKK ile mücadele hakkında tek
cümle yok.
Aksine HDP’nin özerklik talebi bu
defa senin beyannamende…
Hülasa…
Camdan köşkte oturuyorsan,
başkasına taş atarken dikkat edeceksin.
*****************
Marmaray’ı Bülent Ecevit
yapmış
Bir CHP klasiği…
Yatırımları engellemek için önce
ellerinden geleni yaparlar.
Başaramazlarsa “Onu
Erdoğan değil, Ecevit yaptı”,
“O Ecevit’in
projesiydi” gibi komik laflar ederler.
Tersten bakarsak…
Kalkışılan her darbe girişimine
destek verip, başaramayınca suçu Erdoğan’a atarlar, “O
yaptı. Baksanıza ona yaradı” derler.
CHP’nin iki yüzü böyle bir şey
işte…
***
Geçenlerde bir TV
programında, CHP’li Tuncay
Özkan, herkese “Yuh artık” dedirten şu cümleyi
kurmuş;
“Marmaray’ı Boğaz'ın o
kadimmm sularının altına kim indirdi? Bülent Ecevit
indirdi.”
Bakın, vurgu önemli…
Kadim sular
ve Ecevit…
***
Programı takip etmemiştim, hadise
sosyal medyada kopunca videosunu izledim.
Kaçırdıysanız mutlaka siz de
bakın…
Tuncay Özkan’ın bu cümleyi
kurarken yüzüne yansıyan ‘samimiyet’i de görmüş
olursunuz.
Özellikle
de “kadimmm” derkenki
vurgusunu…
Bu adam bir zamanlar medya
yöneticisiydi beyler…
İşi, halkı doğru bilgilendirmekti
yani…
Şimdi aynısını CHP çatısında
yapıyor.
Ya karşısındaki Şirin Payzın’a ne
demeli?
Sözümona bunlar hep objektif
gazeteci!
Programda “Madem
Marmaray’ı Ecevit yaptı, aynı Ecevit Bolu Tüneli’ni niye
bitiremedi?” sorusunu işiteniniz oldu
mu?
***
Neyse, biz işimize
bakalım…
Daha yapılacak çok iş
var.
Onlar da Kanal
İstanbul bittiğinde kime yamayacaklarını
düşünsünler.
******************
Taksici meselesi çözülmüş
mü oldu?
Elbette hepsine değil
sözüm…
Ama benim karşılaştıklarımın çok
büyük kısmı, bir daha aracına binilmemesi
gereken tiplerdi.
Üç sene önce, hem de bir ramazan
gününde, üstelik kanunen de yasak olduğu hâlde fosur fosur içtiği
sigaranın dumanını çocuklarıma ve bize teneffüs ettiren taksiciyle
yaşadığımız gerilim, ailece bindiğimiz son taksi
olmuştu.
İki yıldır tek başıma da taksiden
uzak duruyorum.
Yazmıştım…
Havalimanında “Gel
abi” diye ısrarla aldığı taksisinde, yakın mesafeye
gideceğimi öğrenince direksiyonu sağa sola çevirerek, araçtan önce
kendisi kontrolden çıkan taksici de karşılaştığım son şizofren tip
oldu.
O günden sonra bir daha o sarı
arabalara binmedim.
***
Minibüs ve halk otobüsü esnafı
hiç sevmez, onlara ‘sarı şeytan’ derler, biliyorsunuz.
Tamamı için geçerli değilse de,
hak edenlerin bulunduğuna fazlasıyla şahit oldum.
O yüzden kimse kusura
bakmasın…
UBER kavgasında, seçim yaklaştığı
için hükûmet taksi esnafından yana durdu diye, doğru bildiklerimi
saklayacak değilim.
Bilesiniz ki, bu halk taksici
kartelinden memnun değil.
Öyle taksinizin arkasına EMEK
HIRSIZLIĞINA HAYIR falan yazmakla da olmaz bu işler…
Karşılığını fazlasıyla aldığınız
plaka bedellerinden belli, hangi emekten
bahsediyorsunuz?
***
İşini doğru düzgün yapanlara
değil…
Yukarıda ÖRNEK
VERDİĞİM taksici tipine sesleniyorum;
Derdiniz, ekmeğinizin elinizden
alınmaması ise o zaman işinizi doğru yapacaksınız.
Kimseyi cebir, şiddet kullanarak
kendinize mahkûm ve mecbur etmeye zorlamayacaksınız.
Size ceza yazan trafik polisine
bile saldırmaya varan küstahlığı bırakacaksınız.
Zorbalıkla kuracağınız düzenin,
bir gün üstünüze çökeceğini bileceksiniz…
Zira dünya hızlı
değişiyor…
Ya adam gibi işinizi yapıp,
müşteri memnuniyeti sağlayacaksınız,
Ya da gelecekte UBER gibi daha
neler çıkacak, bir gün çok pişman olacaksınız.
*****************
Diyanet’in vakti
daraldı
Uygulama yıl başında yürürlüğe
girmiş ama, biz ramazan başlayınca fark ettik…
İftara oturunca baktık ki, akşam
ezanı önceki senelerden iki dakika erken okunuyor.
Bu yıla kadar hiçbir problem
yoktu.
Ne olduysa olmuş, Diyanet akşam
vaktini öne çekmiş.
Hâl böyle olunca, vatandaş da
şimdiye kadar beklediği vakitlerden iki dakika erken oruç açar
olmuş.
Artık açıyor mu, bozuyor mu,
orasını bilen bilir.
Sosyal medyada sordum, cevap
alamadım.
Bir de buradan
sesleneyim;
- Ey Diyanet! N’oldu da vakti değiştirdin?
Hadi din adamı değilim, oruç
oldu-olmadı işlerine ben girmeyeyim.
Fakat bir ibadetin vakti
değişiyor, ortada açıklama yok.
Duyursana, vakti niye, hangi
gerekçeyle geri aldın?
Yoksa aklıma kötü kötü şeyler
geliyor.
Hani, birileri acaba FETÖ projesi
'Kutlu Doğum'un intikamını bu milletten böyle mi
alıyor?