En sevdiğim cümleydi;
Türkiye’yi AB standartlarına ulaştıralım, girmesek de olur…
Son zamanlarda pek duymuyoruz ama, ihtiyacımız kalmadığından
değil…
Şimdi size birçok gazete ve televizyona da haber olan, çarpıcı bir
örnek anlatayım...
***
İki buçuk yıl kadar önceydi…
Yakın çevremden biri, çok büyük bir mağduriyet yaşadı.
İsmi Mustafa Murat Yılmaz…
Su firması sahibiydi…
İstanbul Esenyurt’taki bayisi 70 bin TL’lik borcunu ödemeyince,
bayinin teminat olarak gösterdiği araca el koydurtmuştu.
Sonrası, polisiye roman gibi…
***
Bayi, borcunu ödemek yerine, şeytani bir planla harekete geçti.
İntikam için tam da aracının bağlandığı tarihe, 2 milyon 300 bin
avroluk sahte senet düzenledi.
Doğrudan icra takibi başlatarak, 5 gün içinde sahte senedin
üzerindeki miktarın yatırılması için tebligat gönderdi.
Üstelik, tebligat da, bir gün sonrası 23 Nisan, ertesinde iki gün
hafta sonu tatiline denk getirilecek şekilde ayarlanmıştı.
Yani n’olur n’olmaz diye, itiraz için kalan gün sayısı ikiye
indirilmiş,
Gayet profesyonelce hazırlanmış bir tezgâhtı…