Her şerden bir hayır çıkar ya...
Aydın Doğan iyi ki tetikçisini üstümüze saldı.
Yoğun gündemde dikkatimizden kaçırılan çok önemli bir davayı, tam
da üzeri kapatılmaya çalışılırken kamuoyuna hatırlatmak bize nasip
oldu.
En azından üzerimize düşeni yaptık, vebalinden kurtulduk.
***
Bir arpa boyu mesafe alınamayan 28 Şubat davasının detaylarını
geçen hafta Nuri Elibol yazdı.
Vaziyet ibretlik…
Türk halkının cebinden en az 200 milyar doların hortumlandığı,
Beyaz Türkler ve FETÖ’ye rakip tüm şirketlerin ‘yeşil sermaye’ diye
batırıldığı,
Bu şirketlere ‘bizim’ diye sahip çıkan yüz binlerce insanın
‘dindarlara sahip çıkarsan sonun böyle olur’ diye mağdur
edildiği,
“Taksiler ve belediye otobüsleri de kamusal alan, türbanlılar
binmesin” kepazeliklerinin tartışıldığı,
“Bu nüfus Türkiye’ye zaten fazla. 30 milyonu eksilse ne olur?”
tehdidiyle muhafazakârlara gözdağı verildiği,
Kadınlarımızın, kızlarımızın Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit gibi alçak
profilli siyasetçiler, onları iş başına getiren Aydın Doğan’ın
gazeteleri-televizyonları ve omzu kalabalık paşalar tarafından
aşağılandığı,
Başörtülülere, dindarlara; sokakta, okulda, her yerde her türlü
hakaretin edildiği,
On binlerce kişinin ‘irtica’ yaftasıyla işsiz kaldığı,
Darbecilere direnmeye çalışan yazarların kalemlerinin elinden
alındığı,
Halkın oylarıyla iş başına gelen hükûmetlerin yıkılıp, partilerin
kapatıldığı,
Bu darbenin yol açtığı ağır ekonomik krizle binlerce iş yerinin
battığı,