Burası da Aspat değil, aman Bitez yalısındayım. Sahilde kıvrıla
kıvrıla giden yaya yolunun ismi, Çökertme caddesidir. Daracıktır,
trafiğe kapalıdır, 24 saat cıvıl cıvıldır. Bu caddenin üzerinde,
restoranların arasında, küçücük sevimli bir cami vardır, Yalı cami…
Sabah erkenden yürüyüş yaparken önünden geçiyorum, avlusunda çoluk
çocuk en az yüz Suriyeli uyuyor. Her sabah… Bugün gördüklerim yarın
yok, yarın başkaları gelip uyuyor, sırası gelen lastik bota binip
umuda açılıyor.
*
Bir numaralı fotoğraf… O lastik botların akıbetini gösteriyor.
Balıkçılarımız bangır bangır görüntülerini çekti, internette
yayınladı, Yunan sahil güvenlik tekneleri, mültecilerin botlarına
yanaşıyor, mızrak benzeri zıpkınla patlatıp, uzaklaşıyor. Burası
Akyarlar… Delinen bot, içinde kalan havayla salına salına sahile
vurmuş. Kos adasına bakan her koyda, her kuytuda, lastik bot
enkazları var.
*
Bu botları Halep’ten Cerablus’tan gelirken yanlarında getirmediler,
Bodrum’da alıyorlar. Nerede satılıyor, kimler satıyor, hepsi
belli.
*
İki numaralı fotoğraf, Bitez’le Gümbet arasındaki bakir yarımadanın
kıyıları… Üç numaralı fotoğraf, Bağla sahili… Dört numaralı
fotoğraf, Akyarlar… Değerli arkadaşım Murat Gökerti’nin
objektifiyle çekildiler… Her taraf “beach” dolu… Beachlerden arta
kalan koylarda, sahipsiz ayakkabılar, pantolonlar, tişörtler,
çantalar… Bazıları, botlara binmeden önce ağırlık bırakmak için
çıkarılmış gibi görünüyor. Bazıları, sağa sola savrulmuş vaziyette,
belli ki kıyıya vurmuş. Sahipleri sizce ne oldu?
*