Sene 1979.
TBMM bahçesine dikilmek üzere Atatürk anıtı yarışması açılıyor.
200'den fazla heykeltıraş katılıyor, yedi proje finale kalıyor.
Jüri tek tek inceliyor, oybirliğiyle birinciyi belirliyor. Hatta,
eseri birinci seçilen heykeltıraşa müjde veriliyor, sizin eseriniz
kazandı deniyor, heykeltıraş havalara uçuyor, akşam ailece
televizyonun karşısına kuruluyorlar, gururla haberleri
seyrediyorlar ama, o da ne, birinci denilen eserin ikinci olduğu
açıklanıyor, heykeltıraş kulaklarına inanamıyor. Vaziyet ertesi gün
anlaşılıyor. Meğer… Jürinin yetkisi üzerinde “onur jürisi” ayağıyla
bir jüri daha var, onur jürisinde genelkurmay başkanı Kenan Evren
var. Kenan Evren projelerin sergilendiği TBMM salonuna geliyor,
jüri üyeleri “işte birinciliğe layık gördüğümüz eser bu, sizin de
onaylayacağınızı tahmin ediyoruz, bakın projedeki Atatürk sanki
Kuvayi Milliye Destanı'ndan çıkmış gibi” diyor. Vay sen misin bunu
diyen… Kenan Evren'in suratı asılıyor, “bu heykel komünist işi,
Atatürk'ü bunlar hep kalpaklı yapar, bunu katiyyen kabul etmem”
diyor, kestirip atıyor! Netice itibariyle, Kurtuluş Savaşı'nın
sembolü kalpaklı Atatürk heykeli ikinciliğe indiriliyor, papyonlu
Atatürk heykeli birinci ilan ediliyor.
*
Kalpaklı Atatürk heykeli, bizzat Kenan Evren tarafından veto edilen heykeltıraş kim biliyor musunuz?
*
Akp tarafından heykellerine adeta savaş açılan Mehmet Aksoy!
*
Şimdi dönüp dolaştılar…
Mehmet Aksoy'un dediğine geldiler.
Kalpaklı Atatürk'e sarıldılar!
Kenan Evren'in yasakladığı kalpaklı Atatürk'ü Yenikapı mitinginde
dalgalandırdılar.
*