2011 genel seçiminin öncesinde iddia ortaya koydu, “yüzde 30’un altında alırsam çeker giderim” dedi, yüzde 26 aldı, hem seçimi kaybetti, hem iddiasını kaybetti, bu fiyaskoya rağmen sözde muhalif medyamız tarafından “Yeni Che Guevara” diye alkışlandı.
★
2011 seçiminde CHP’den milletvekili seçilen Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay, Silivri’de hapisteydiler, “onurlu mücadele başlattık, milletvekillerimiz meclise gelene kadar yemin etmeyeceğiz, gerekirse dört yıl yemin etmeyiz” dedi, sözde muhalif medya “onurlu lider” diye alkışladı, “onurlu duruş” dediler, “lider işte böyle olur” dediler, Tayyip Erdoğan çıktı, “görün bakın, tükürdüklerini yalayacaklar” dedi, maalesef öyle oldu, tutuklu milletvekillerini boşverip, tıpış tıpış yemin ettiler, sözde muhalif medyamızın hiç yüzü kızarmadı, “devlet adabı gereği yemin etmek doğru karar oldu” dediler, “muhalefet lideri devlet adamlığı örneği sergiledi” dediler.
★
2014 yerel seçiminde cemaatçileri, liboşları, özerkçileri, AKP’den kovalananları aday gösterdi, kaybetti, bu hezimete rağmen sözde muhalif medyamız tarafından “Yeni Gandi” diye alkışlandı.
★
2014 cumhurbaşkanlığı seçiminde memlekette adam kalmamış gibi tee Kahire’den Ekmeleddin İhsanoğlu’nu getirip aday gösterdi, tıpış tıpış oy vereceksiniz dedi, kaybetme sanatı’nın zarif bir örneğiydi, sözde muhalif medyamız bu siyasal dinciyi “gerçek Atatürkçü” diye pazarladı, “Ekmeleddin İhsanoğlu’na oy vermeyenler kendine Atatürkçü demesin” diye yönlendirdi.
★
Haziran 2015 seçimi öncesinde bazı gazetecilerle yemek yedi, hatırasıyla onur duyduğumuz rahmetli ağabeyim Bekir Coşkun açık açık sordu, “seçimde şansınız var mı?” dedi, açık açık cevap verdi, “yok” dedi, buna rağmen sözde muhalif medyamız “açık ara kazanacak” diye yazdı.