Orman yangını denilen hadiseyi hayatımda ilk kez orada
gördüm.
O güne kadar ben de sizler gibi sadece gazete sayfalarında veya
televizyonda görmüştüm. Yakından hiç de öyle değildi…
İnanılmaz bir gürültü, derinden gelen bir uğultu vardı, sanki
ağaçlar yanmıyor da, yanardağ patlıyor gibiydi, yer yarılıyormuş
gibiydi, ağaçların arasından koştura koştura fil sürüsü çıkacakmış
gibiydi.
Kor haline gelmiş kozalaklar, tetiğine basılmış mermi gibi,
şarapnel gibi etrafa saçılıyordu, 20 metre uzağı, 30 metre uzağı
tutuşturuyordu, ormanın öfkesi adeta makineli tüfekle ateş eder
gibiydi.
Gündelik kıyafetleriyle, hiçbir koruma olmadan alevlerin üstüne
atılan orman işçilerinin ne kadar cesur insanlar olduklarını,
isimsiz kahramanlar olduklarını ilk o gece farketmiştim.
Havada geniz yakan, kesif bir is kokusu vardı, soluk almakta güçlük
çektiğimi hatırlıyorum.