Güzel bir kış akşamı, İzmir'den misafirlerim var, Nevizade'yi
özlemişler, Yakup'ta kadehin dibine vuruyoruz… Yan masada altı
beyefendi oturuyor, takım elbise, kravat, hani artık ender
rastlanan “İstanbul beyefendisi” derler ya, kibar, görgülü, işte
onlardan, en genci 80 yaşında, ufak ufak demleniyorlar. Kulak
misafiri oluyoruz, kıkır kıkır sohbet ediyorlar. Şahane bir ekip
yani. Dayanamadık sorduk… Meğer delikanlılıktan beri arkadaşlarmış,
haftada bir filan düzenli olarak buluşup, adabıyla
parlatıyorlarmış… Allah herkese sizin gibi arkadaşlık, hepimize bu
yaşta fava-rakı ihsan eylesin dedik.
*
Gülümsedi her zamanki gibi, aldı kadehini, kalktı yerinden, bizim
masamızı şereflendirdi, bir duble de sizinle arkadaşlık edelim
dedi.
*
Bay Harry'di.
*
Babası 1919'da Arnavutluk'tan İstanbul'a göçetmiş, bu topraklardaki
ilk çikolata imalathanesini kuran Fransız Moulatier'nin yanında
çıraklık yapmış, 1923'te, İstiklal Caddesi'nde ilk pastanesini
açmıştı. Cumhuriyet'le yaşıt olan bu pastanenin ismi, Loryan'dı…
Fransızca “şark” anlamına gelen l'Orient kelimesinin
okunuşuydu.