Sen mesela, hacı emmi…
Cami avlusundaki çınarın gölgesinde sohbet ederken, sakalını
sıvazlaya sıvazlaya akıl öğretiyordun. Memleket sanki bunlardan
önce müslüman değilmiş gibi “bunlar dinini imanını bilen çocuklar,
vatana millete hayırlı olurlar” diyordun. Nasıl gidiyor sence vatan
millet işleri?
*
Veya sen, Şükran yenge…
İftar çadırında, senin paranla sana avanta çorba ısmarladılar diye,
nerdeyse bi hatim indirmediğin kalmıştı. Yan masadaki badem bıyıklı
belediye başkanın duysun diye yüksek sesle dualar ediyordun, “Allah
devletimize zeval vermesin” filan diyordun. Nooldu şimdi o
devlet?
*
Duble yol yaptıkları için bunlara oy verdim diyorsan… “Üç milyon
Suriyeli'yi memlekete doldurmalarını doğru bulmuyorum” diye şikayet
edemezsin.
Taksi durağında şoförlerle çay içmesini pek takdir ediyorum
diyorsan… “İki milyar dolara bin küsur odalı saray yaptırmalarını
yanlış buluyorum” diyerek sıyrılamazsın.
Vay efendim, istikrar bozulmasın istedim ama, böyle olsun
istemezdim, ne bileydim ben falan… Yok öyle!
*
Sevap senin desteğinle oluyorsa, günah da senin.