Yılmaz Özdil Sözcü Gazetesi

302. mezar

Doğma büyüme İzmirli, Kınıklı, çiftçi bir ailenin çocuğuydu. Bir yandan okudu, bir yandan domates-mısır tarlalarında çalıştı, meslek lisesi muhasebe bölümünden mezun oldu. İş...

11 Mayıs 2016 | 17.040 okunma

Doğma büyüme İzmirli, Kınıklı, çiftçi bir ailenin çocuğuydu. Bir yandan okudu, bir yandan domates-mısır tarlalarında çalıştı, meslek lisesi muhasebe bölümünden mezun oldu. İş yok. Çiftçilik ölmüş. Ne yapsın? Soma'ya gitti, madene girdi. Yedi sene çalıştı. Haftasonu tatili yok, bayram tatili yok, yılbaşı tatili yok, bana mısın demedi, çalıştı.
*
Günlerden bir gün göçük oldu, bir işçi altında kaldı. Herkes kaçtı. Ölümden değil… Şahit yazılmaktan kaçtılar. O kaçmadı. Elleriyle kazdı kömür yığınını, kazdı kazdı, dört saat sonra mesai arkadaşını çıkardı ama, iş işten geçmişti tabii, çoktan vefat etmişti. Sırtladı cenazeyi, dışarı taşıdı.
*
Yarım saat geçti geçmedi, müdür çağırdı. “Dışarı çıkardığımda yaşıyordu, sonrasını bilmiyorum diyeceksin” dedi. İşçinin göçük altında can vermesiyle, ambulansta can vermesi arasında hukuki açıdan dağlar kadar fark vardı. Madenin müdürü yalancı şahitlik yapmasını istiyordu, suçu patronun üzerinden atmaya çalışıyordu.
*
Bizimki, okulunu okuduğu muhasebeciliği hiç yapmamıştı ama, vicdan muhasebesini hakkıyla yaptı. Çıktı savcının önüne, takır takır yaşadıklarını anlattı, “göçük oldu, emniyetçi bacada çay içiyordu, tahkimat yoktu, arkadaşımız göz göre göre gitti” dedi.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Hoşçakalın 10 Mart 2023 | 7.350 Okunma Çok muhabbet tez ayrılık 07 Mart 2023 | 7.117 Okunma Sözcü Televizyonu 21 Şubat 2023 | 3.827 Okunma Tercih, her şeydir 19 Şubat 2023 | 8.727 Okunma Üç oda bir tabut 18 Şubat 2023 | 4.037 Okunma