Savcılığın daveti üzerine 2014/116320 nolu soruşturma dosyasında
ifade verdim. Savcı’nın sorularına bildiğim kadar cevap vermeye
çalıştım. İfademin bir kısmı dün Star Gazetesi’nde yayınlandı.
Pazar sabahı güne farklı cemaatçi hesaplardan, birkaç saniye arayla
atılmış, yine ne tesadüf ki hepsinde “itirafçı” kelimesi geçen
mesajlarla başladım. Cemaatçi hesapların şahı @sosyalpencere
hesabının RT’leriyle artarak devam etmekteler. İstanbul’dan Kars’a
gözaltına almak için giden polisleri aynı tsirtle karşılayan
polislerden sonra örgüt’e güçlü bir delil daha. Yoksa size ne değil
mi Taraf gazetesinde olan bitenden.
“İtiraf” dediklerine göre söylediklerime bir itirazları yok demek.
Bunun söylenmesine itirazları. Tabii hangi örgütsel bağla
birbirimize bağlı olduğumuzu açıklarlarsa itiraf kelimesi de
manasını belki bulur.
Savcının tanıyıp tanımadığımı sorduğu bir kişiyi nasıl tanıdığımı
anlatmanın tam tersi yalan söylemek olabilirdi. Belki o daha az
başımı ağrıtırdı. Böylece haber kaynağını açıklamış olmaksa
eleştiri, ortada ne bir haber ne de bir kaynak görmüyorum artık.
Daha çok sahtekârlık, aptal yerine konulma, gerçeği eğip bükmek,
insanların hayatlarıyla oynamak, demokrasiye karşı kumpas
görüyorum. O yüzden bir gazeteci olarak üzerime şu an düşen en
birincil görev hakikatin ortaya çıkmasına yardım etmek…