8000’den fazla asker, 35 uçak, 37 helikopter, 74 tank, 246
zırhlı araç ve 4000’e yakın hafif silah…
15 Temmuz 2016 gecesi darbe için harekete geçen birliklerin dökümü
böyleydi. Bu sayılar 27 Mayıs darbesi, 21 Şubat 1962 ve 22 Mayıs
1963 darbe girişimlerinde darbecilerin harekete geçirdiği güçten
fazlaydı.
Ama bu gücün büyük bir gürültüyle harekete geçmesinden kısa bir
süre önce Karargâh’ta bir sessizlik vardı.
İhbarı araştırmak üzere saat 18.15’te Genelkurmay’a gelen MİT
Müsteşarı Hakan Fidan iki saat kaldığı karargâhtan 20.22’de
ayrılmıştı.
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın talimatıyla, ihbarda Fidan’a
yönelik operasyonun yapılacağı Kara Havacılık Komutanlığı’na gidip
Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak olağanüstü bir durum
tespit edememiş ve geri dönüyordu:
“Ben orada bulunan görevlilere çeşitli sorular sorarak bir şeyler
almaya çalıştım, ancak herhangi bir bilgi alamadım, olağanüstü bir
durum da tespit edemedim. Olay çok iyi kamufle edilmişti. Benim
tesislerdeki bu faaliyetim 21.35'e kadar devam etti.”
Genelkurmay’daki acil durum toplantısı belki de Çolak’tan gelen
haberler üzerine bitmişti. İki saat Türk hava sahasındaki askerî
uçuşları yasaklama emri veren Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar
toplantı sonunda makamında çalışmaya devam etmişti:
“Değerlendirmelerimizde gelen bilginin daha büyük bir planın
parçası olabileceğini mütalaa ettik ve aldığımız bu tedbirlerle
yetinmeyerek Ankara Garnizon Komutanı Korg. Metin GÜRAK'ı
telefondan arayıp bizzat Etimesgut Zırhlı Birlikler Tümenine
gitmesini, hiçbir tankın ve zırhlı aracın hiçbir sebeple birlik
dışına çıkmasına müsaade edilmemesi yönünde tedbirler almasını
emrettim. Bu şekilde öncelikle tedbirleri aldıktan sonra
toplantımız bitti. Ben çalışmalarıma makamımda devam ettim.
Gelişmeleri de bir yandan takip ediyordum...”
MİT Müsteşarını karargâha çağıran, olayın ciddiyetini ilk fark
edenlerden ikinci başkan Yaşar Güler de odasına gitmişti:
“Ondan sonra ben Genelkurmay Başkanımıza ‘komutanım ben bugün
toplantılar nedeniyle hiçbir evrakıma bakamadım, müsaadenizle odama
geçip günlük evraklarımı inceleyeyim’ diyerek izin istedim ve
odadan ayrıldım.”