Çay ocağının üstünde bir yazı:
"Es sohbet ü bila çay... Kes semai bila
ay."
Yani... "Çaysız sohbet aysız gökyüzüne
benzer."
Mekân sahibi Halit Oran çayları getiriyor...
Sohbet başlıyor... Dadaşları dinliyoruz:
Sohbet sırasında Halit Oran "Rahmetli annem
örmüştü" diyerek bize bir çift yün çorap uzatıyor:
-Üşümeyesin... Giydikçe bizi yâd edersin.
***
Barış Pınarı bayramı
Yaz sona erdi... Kış kendini gösteriyor.
Dadaş ne yiyor ne içiyor?... Fakir fukara, garip gureba ne diyor?..
Esnafın hali nice?
İstikamet Gürcükapı... Tarihi çarşı... Nereye
baksanız sobacı.
Cesimi Topal... Çarşının en eskisi... Yaş
68.
"İşler nasıl" diyoruz.
Cesimi Topal "Doğalgaz geldi soba piyasası
geriledi" diyor... Ve konuyu değiştiriyor:
- Kimse açlıktan ölmemiş... Yüce rabbim
herkesin rızkını veriyor...
Bugüne de çok şükür... Allah devlete
millete zeval vermesin... Allah yiğit Mehmetçiği
muzaffer eylesin... Barış Pınarı, millete
bayram gibi geldi.
***
Kuzine
İstanbul'daki TV programcısı
Erzurum'a gelmiş... Yaşlı kadına sormuş:
-Teyze... Küresel ısınma için ne diyorsun?
-Kızım... En iyisi kuzine... Üstünde üç
kapağı var... Birinde yemek pişir, diğerinde çay
demle... Üçüncüsünün üstüne de bir güğüm
su koy, ısınsın.
Sobacılar Çarşısı'nda... Kuzine
çok... Birini beğendik 400 lira.
Kömür sobası... Odun sobası... Tezek sobası... Çeşit zengin.
Çarşıda semaver de çok... 75 lira...
100 lira.
İşler... Eh işte... Şöyle böyle... Kışa girildikçe kıpırdanma
var.
Ama Erzurumlu'nun gündemi "İş" değil... Gündem
"Barış Pınarı... Mehmetçik... Terörle
mücadele... Askere dua."
***