Yavuz Bahadıroğlu Yeni Akit Gazetesi

Serbest Fırka nasıl kuruldu, nasıl kapatıldı?

Önce bu partinin kuruluş macerasına kısaca göz atalım: Göz atarken de unutmayalım ki, cumhuriyet tarihimizin ilk muhalefet partisi Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’dır. Başbakan İsmet İnönü’nün...

10 Ağustos 2019 | 406 okunma

Önce bu partinin kuruluş macerasına kısaca göz atalım: Göz atarken de unutmayalım ki, cumhuriyet tarihimizin ilk muhalefet partisi Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’dır. Başbakan İsmet İnönü’nün Şeyh Sait isyanı bahanesiyle herkesin ağzına kilit vurduğu meşhur Takrir-i Sükûn Kanunu’na istinaden kapatıldığında, takvimler Kasım 1924’ü gösteriyordu...

Serbest Fırka denemesi bu tarihten altı yıl sonrasına rastlar. O tarihte cumhuriyet yedinci yaşını sürmektedir ama taşlar hâlâ yerine oturmamıştır. (Zaten ne zaman oturdu ki?) Memleketin her köşesinde yokluk, yoksulluk, baskı, şiddet hüküm sürmektedir. Bunları hale-yola koyması gereken Başbakan İsmet İnönü ise daha ziyade parti ile (CHF=Cumhuriyet Halk Fırkası) meşguldür. 

Öte yandan; İstiklal Savaşı’nın iki kader arkadaşı arasında (Atatürk ve İnönü) dipten dibe bir zıtlaşmanın başladığı fark edilmeyecek gibi değildi. Ortada bir güç yarışı var gibidir…

Bazılarına göre, İsmet Paşa, icra makamı olmanın da avantajıyla öne geçip önce partiye, ardından tüm siyasete hâkim olmak ve “tek adam” haline gelmek istemektedir (Atatürk’ten sonra oturduğu Cumhurbaşkanlığı makamında kendini “Milli Şef” ilan ettirmiş, ilk icraatlarından biri de paradan, puldan ve resmi dairelerden Atatürk’ün fotoğraflarını kaldırmak olmuştu). İsmet Paşa’nın daha fazla güçlenmesini engellemenin en iyi yolu başka bir güç merkezi oluşturup gücü dağıtmak, ardından da her iki gücün denge merkezine oturmaktır.

Bunun en iyi yolu yeni bir siyasi parti kurmaktı. Yeni parti Atatürk’ün de desteğiyle yeni cazibe merkezine dönüşecek, böylece bir taşla iki kuş vurulacaktı: Hem İsmet Paşa’nın gücü zayıflatılacak, hem de Batı dünyasının Türkiye’yi zorladığı demokrasiye doğru büyük bir adım atılacaktı. 

O tarihte Türkiye’nin Londra Büyükelçisi olan Ali Fethi Beyi (Okyar) bu işle görevlendirdi. Ancak Fethi Bey endişeliydi. İnönü ile çatışmak istemiyordu. 

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Osmanlı’da ev hayatı 03 Kasım 2020 | 480 Okunma Osmanlı evleri ve modern evlerimiz 02 Kasım 2020 | 362 Okunma Toplum yeniden inşa edilmeli 31 Ekim 2020 | 380 Okunma Osmanlı’da çocuk olmanın anlamı 30 Ekim 2020 | 271 Okunma Türkiye’de çocuk olmak… 28 Ekim 2020 | 162 Okunma