Yavuz Bahadıroğlu Yeni Akit Gazetesi

Ramazanı güzel geçirdik şükür!

Osmanlı asırlarında ramazanlar ve bayramları idrak plânında yaşanırdı. 14 yıl boyunca Avrupa’daki Türk topraklarını ve Anadolu’yu gezen Kralın Saray Nazırı Jacques de Villamont, “Les...

04 Haziran 2019 | 83 okunma

Osmanlı asırlarında ramazanlar ve bayramları idrak plânında yaşanırdı.

14 yıl boyunca Avrupa’daki Türk topraklarını ve Anadolu’yu gezen Kralın Saray Nazırı Jacques de Villamont“Les Voyageurs du Seigneur Villamont” (Bay Villamont’un Yolcuları) adlı 1596 yılında yayımlanan eserinde bayramlarımıza ilişkin ipuçları veriyor…  

“Kimin bir düşmanı varsa bayram namazından önce, gidip ondan af dilemekle mükelleftir. Öteki de el öpmeden ve musâfaha (el sıkışma) da etmeden evvel affettiğini söylemek mecbûriyetindedir. Aksi takdirde bayramlarının mübârek olması mümkün değildir. Bu esasa riâyet etmeyen kimseler ise neredeyse fâsık telâkkî edilirler.” 

“Barış toplumu”nun, bayramları “Barışma Günü” yapmasından daha doğal ne olabilir? Osmanlı bir “barış toplumu”ydu. İnsan, başka bir insana baktığında Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Rum, Ermeni yahut Müslüman, Hıristiyan görmez, sadece “insan” görürdü. Yani “insan insanın kurdu” değil, “dost”u ve “kardeşi”ydi. 

Cumalar, ramazanlar, bayramlar ve mübarek geceler toplumsal barışın vesileleriydi. 

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Osmanlı’da ev hayatı 03 Kasım 2020 | 475 Okunma Osmanlı evleri ve modern evlerimiz 02 Kasım 2020 | 358 Okunma Toplum yeniden inşa edilmeli 31 Ekim 2020 | 380 Okunma Osmanlı’da çocuk olmanın anlamı 30 Ekim 2020 | 267 Okunma Türkiye’de çocuk olmak… 28 Ekim 2020 | 162 Okunma