Yavuz Bahadıroğlu Yeni Akit Gazetesi

Nahıl ustaları ve minare boyu nahıllar

Dedik ya, bozulma sürecinin çocukları olarak kendimizi “Noel Ağacı”na o denli kaptırmışız ki, “Nahıl Ağacı”nı unutmuşuz!  Oysa Arapçada “hurma ağacı” anlamına...

10 Ekim 2017 | 153 okunma

Dedik ya, bozulma sürecinin çocukları olarak kendimizi “Noel Ağacı”na o denli kaptırmışız ki, “Nahıl Ağacı”nı unutmuşuz! 

Oysa Arapçada “hurma ağacı” anlamına gelen nahıl, Osmanlı düğünlerinin vazgeçilmez süsüydü (Anadolu’nun bazı yerlerinde hâlâ yaşıyor). İskeletleri demirden yapılır, çevresine çengeller asılır, çengellere süsler takılırdı. 

Her isteyen nahıl yapamazdı. Tıpkı mahya ustaları gibi, İstanbul’da nahıl ustaları vardı. Evliya Çelebi’ye göre, bunlar 55 kişiydiler. Herkesin yapamadığı bir işi yaptıkları için de itibarlıydılar.

Uzun bir sırık düşünün. O kadar uzun ki bazıları “minare boyu” (25 metre filan) olsun. Üzeri simli ipler, aynalar, gümüş yapraklar, renkli kâğıtlar, altın yaldızlı süsler, balmumu rengârenk meyveler, çiçekler ve değerli taşlarla süslü olsun…

İşte bu “Nahıl Ağacı”dır.

1612’de Sultan I. Ahmed’in (Sultanahmet Camii’ni yaptıran Peygamber sevdalısı Padişah) iki kızı ve bir kız kardeşinin düğününe şahit olan meşhur Avusturyalı tarihçi Hammer, düğünde taşınan onlarca nahılın güzellik ve ihtişamından ayıla-bayıla söz eder.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Osmanlı’da ev hayatı 03 Kasım 2020 | 478 Okunma Osmanlı evleri ve modern evlerimiz 02 Kasım 2020 | 360 Okunma Toplum yeniden inşa edilmeli 31 Ekim 2020 | 380 Okunma Osmanlı’da çocuk olmanın anlamı 30 Ekim 2020 | 270 Okunma Türkiye’de çocuk olmak… 28 Ekim 2020 | 162 Okunma