Yasin Aktay Yeni Şafak Gazetesi

Trump Mısır hapishanelerindeki ABD vatandaşları için de bir şeyler yapacak mı?

Rahip Brunson’un Türkiye mahkemelerinde yargılanma süreci tamamlandı ve hakkında “terörle işbirliği”, Türkiye’ye karşı terörist faaliyetlerde bulunan örgütlere yardım ve yataklık...

15 Ekim 2018 | 7.100 okunma

Rahip Brunson’un Türkiye mahkemelerinde yargılanma süreci tamamlandı ve hakkında “terörle işbirliği”, Türkiye’ye karşı terörist faaliyetlerde bulunan örgütlere yardım ve yataklık yaptığına karar verilerek 3 yıl 1 ay 15 gün mahkumiyet kararı verildi. Herkes dikkatini Brunson’un neticede tahliye edilerek ülkesine dönmüş olduğuna vermiş ve bunun da Trump’ın veya ABD’nin baskısıyla gerçekleşmiş olduğunu söylüyor olsa da kimse şu gerçeğe dikkat etmiyor. ABD’nin başkanından bütün resmi çevrelerine kadar herkesin gurur duyduğu, “dindar, masum, vatansever bir Hıristiyan vatandaş” olarak bilinen bir ABD vatandaşı Türkiye mahkemelerinde “terörist” olarak tescillenmiş oluyor. Terörle mücadele davasında mangalda kül bırakmayan ABD hakkında bir Türk mahkemesi tarafından terörle işbirliği hükmü veriliyor.

Bu dava üzerine -ve aslında yürümekte olan hiçbir dava üzerine, sanığı peşin peşin mahkum edecek- hiçbir söz etmemiş biri olarak, kararın Trump’ın baskısı üzerine verilmiş olduğu iddiasına karşı sadece şunu söyleyebilirim: Belki bu baskılar olmasa Brunson daha erken bırakılmış olacaktı. Kendisine atılan suçlar içerisinde mahkemenin makul ve kanıtlanmış kabul ettiklerinin karşılığı bundan fazlası değil çünkü. Zaten isnat edilen suçlamaların tamamı kanıtlanamamış, bazı tanıklar ifadelerini değiştirmişti.

Savcı iddianamelerinde ve mütalaalarında isnat edilen suçlarla mahkemelerin isabetli buldukları ithamlar arasında uçurumların olabilmesi hem Türkiye’de hem de başka yerlerde çok görülen bir şey.

Neticede işin bütün boyutları değerlendirildiğinde ABD’nin tertemiz çocuğunun ne kadar temiz olduğuna Türk mahkemeleri karar vermiş oldu. Mahkumiyeti verdi, gereken cezayı da kesip evine yolladı. Üstüne üstlük, ABD de Brunson’u bu mahkumiyetle, bu damgayla göndermiş olan Türkiye’ye teşekkür etti. Bunu herkes istediği gibi yorumlasın, bence hiç sakıncası yok. Ama ne yalan söyleyeyim, ben bundan dolayı ülkem adına sadece gurur duydum, keyif aldım.

Gerisi Trump’ın işi kendi iç kamuoyuyla nasıl idare edebildiğiyle ilgili bir konudur. O da kendi açısından istediği yerden bakabilir, bu durumdan isterse elli tane zafer çıkarabilir. Başka ne beklersiniz? Yakında seçime girecek olan Trump, bu durumu bir fiyasko olarak mı sunacaktı? Tabii o da kendi açısından kârlı çıktığını ifade edecektir. O sözlerine bakıp olayı değerlendirmek hangi aklın, hangi iz’anın işi olabilir?

Sadece bu durumu bir zafer gibi gösterme ihtiyacı duymuş olmasından, aslında Türkiye’nin bu krizi yönetebilme kabiliyeti ve ABD ile ikili ilişkilerinde artan inisiyatifi üzerine çok şeyler görülebilir, çok şeyler söylenebilir.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Filistin’e Özgürlük ve Bağımsızlık için Parlamenter İnisiyatifi 01 Mayıs 2024 | 44 Okunma İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî 27 Nisan 2024 | 229 Okunma Sudan’da olanlar da Sudan’la sınırlı değil 24 Nisan 2024 | 226 Okunma Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından 20 Nisan 2024 | 270 Okunma CHP’nin üniversite ufku Tanju Özcan’ınki kadar mıdır? 17 Nisan 2024 | 362 Okunma