Suriye'de insan hayatına, onuruna, haysiyetine kast eden şiddet
bir süre sonra istatistiklere konu olacak şekilde artmış, tek tek
her insanın maruz kaldığı ve her biri yeterince insanlık suçu
barındıran şiddet giderek sayıların büyüklüğü içinde görünmez hale
gelmiş durumda. O kadar ki, artık sayıların da bir önemi kalmamış
gibi.
Suriye'de rejime karşı protesto hareketlerinin kanla bastırılmaya
başlandığı 2011 Mart ayından beri kaç kişi öldü, kaç kişi yerinden
yurdundan oldu? Kaç zaman önceydi, bu sayı 400 bini geçmişti. Şimdi
sayı kaça ulaştı, bunu önemseyen var mı dünyada?
Muhalifler son zamanlarda aralarında sağladıkları birlik sonucunda
çok etkili çıkışlar yapmaya başladı. Bunun neticesinde yakın
zamanda İdlib'i ve rejimin kontrolündeki bir çok yeri ele
geçirdiler. Şimdi Haleb'i zorluyorlar. Lakin bu arada hakimiyet
sağladıkları yerlere hemen rejimin hava saldırıları başlıyor ve bu
saldırılarda uluslararası savaş hukukunca savaş suçu sayılan
bombalar atılıyor. Varil bombaları çoluk çocuk, sivil ayırt etmeden
düştüğü yerlerde korkunç ölümlere ve tahribatlara yol
açıyor.
Daha dün Halep ve İdlib'de savaşlarda bile kullanılması yasak olan
varil ve klor bombaları atılması sonucunda onlarca çocuk hayatını
kaybetti. Bu türden bombalamalar neticesinde her gün onlarca,
yüzlerce sivil insan hayatını kaybediyor. Suriye'deki savaşın
bilançosu artık bir milyon ölüm ve on milyonun üstünde insanın
yerinden yurdundan kopuşuyla ifade edilebilir, sayısal olarak. Bu,
Ermenilere yapıldığı söylenen cinsten kaç tane Soykırım
eder?