Yeni Şafak'ta bir süredir Türkiye tarihine yeniden ışık tutacak,
belki bu tarihin bir çok kesitini yeniden yazmayı gerektirecek
nitelikte belgeler yayınlanıyor. Tarihin her an yeniden yazılan bir
şey olduğu bugün artık biraz daha kolay kabul görebilecek bir
gerçektir. Bu gerçeklik büyük ölçüde tarihe hergün farklı yerlerden
ve farklı olayların etkisi altında bakıyor olmaktan ileri
geliyor:
Farklı bakış açıları farklı tarihler yazdırır. Farklı dertler
tarihsel olaylardan farklı hikayeler türetir. Ama eldeki verilerin
de belirlediği, yeni bir verinin yeniden belirlediği bir tarafı
vardır tarihyazımının.
Nietzsche'nin bahsettiği türden “tarihin şehvetli hadımları” her
zaman vardır ve bunlar her tarih tartışmasında devreye girip en
nesnel şekliyle tarihin değişmediğinden, tarihsel gerçeklerin
herkes için aynı olduğundan bahseder. Onların da şehvetlerini
tatmin edecek türden veriler ortaya çıktığında naif bir “hakikati
teslim” tavrı çok nadiren görülür.