Yasin Aktay Yeni Şafak Gazetesi

Mısır’da seçmene seçenek tanımayan seçim

Mısır’da 16-18 Mart tarihinde başkanlık seçimine gidiliyor. Seçim diyorsak da aslında lafın gelişi. Bu tarihte yaşanacak olana “seçim” deniliyor ve bütün haberler böyle bakıyor, ama işin...

10 Mart 2018 | 94 okunma

Mısır’da 16-18 Mart tarihinde başkanlık seçimine gidiliyor. Seçim diyorsak da aslında lafın gelişi. Bu tarihte yaşanacak olana “seçim” deniliyor ve bütün haberler böyle bakıyor, ama işin aslı ortada tercih yapabilecek seçenekler yok. Bütün adayların ve aday olma ihtimali bulunanların adaylık süreci esnasında veya öncesinde tutuklanmasıyla birlikte Mısır’da adeta tek adayla seçime gidilmiş olacak. Seçmene beş yıl önce gerçek bir seçimle seçilmiş olan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye darbe yaparak iktidarı ele geçiren Sisi’ye oy vermekten başka bir seçenek bırakılmamış durumda.

Aslında bu seçeneği kullanıp kullanmamak da pek bir işe yaramıyor. Yani muhtemelen hiçbir seçim niteliğinin olmadığı, sonucu hiçbir şekilde etkilemeyecek olan bu oy verme işlemine Mısır halkının büyük kısmı katılmak istemeyecektir.

İstemeyecek, çünkü hem sonucu değiştirmekten yana umudu yok hem de böyle bir maskaralığa meşruiyet kazandırmak istememe eğilimi var. Ne var ki, bu bile durumu kurtarmayacaktır, çünkü seçime katılım oranı düşük olsa bile olacak şey bellidir. Üç güne yayılmış seçimde açık oy gizli tasnif olacağı için, halk her şeye rağmen yanlış bir oy kullansa bile oyu “düzeltilecek” veya katılım oranı üçüncü gün sandık görevlileri tarafından istenen seviyeye ayarlanacaktır.

Tıpkı dört yıl önce, yani darbeden hemen sonra sergilenen seçim tiyatrosunda olduğu gibi. Yine darbeci general Sisi’nin tamamen göstermelik adayı karşısında yapılan ve önceden iki gün olarak duyurulmuş olan seçimin ikinci gününün sonunda katılım oranının yüzde onun altında gerçekleştiği anlaşıldığında seçim üçüncü güne uzatılmış ve üçüncü gün katılım oranı yüzde 47’ye “çıkarılmıştı” (şimdi tedbiren seçim süresi baştan itibaren üç gün olarak düzenlenmiş durumda).

Tabi tahmin edileceği gibi bu süreç Sisi’nin yüzde 97 ile seçimi kazanması şeklinde sonuçlanmıştı. Tıpkı eski günlerdeki gibi… Yüzde yüzlere varan seçim sonuçları Arap Baharı sürecinin yaşandığı ülkelerin traji-komik manzaralarıdır. Tabi Sisi’yi takdir etmek gerekir ki, Ortadoğu’daki bütün diktatörlüklerin hepsini baskıda, keyfi ve pervasız uygulamalarda aşmış durumda.

Hiçbir kural tanımayan, kendi toplumuna veya uluslararası topluma hiçbir hesap verme gereği duymayan, gelmiş geçmiş en acımasız, en pervasız şekilde yapıyor yapacaklarını. Halk desteği yüzde birlere düşmüş olduğu halde bu desteği bir seçimde yüzde 99 olarak sunmaya kalkışacak kadar beceriksiz bir sihirbaz. Beceriksiz, çünkü göz boyamayı başaramıyor, sadece zor gücüyle “ben yaptım, oldu” diyerek işi bağlamış oluyor.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî 27 Nisan 2024 | 227 Okunma Sudan’da olanlar da Sudan’la sınırlı değil 24 Nisan 2024 | 225 Okunma Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından 20 Nisan 2024 | 270 Okunma CHP’nin üniversite ufku Tanju Özcan’ınki kadar mıdır? 17 Nisan 2024 | 361 Okunma İslâmcılara azıcık hikmet penceresinden baksak? 15 Nisan 2024 | 402 Okunma