Yasin Aktay Yeni Şafak Gazetesi

Macron Mısır’a, Sisi Venezuella’ya

Batı demokrasisinin Venezuella’da ortaya koyduğu ikiyüzlülükle elbette sadece Venezuella örneğinde karşılaşıyor değiliz. Venezuella örneği diğer her yerde sergilenen tavırlarla birlikte herşeyin...

28 Ocak 2019 | 4.102 okunma

Batı demokrasisinin Venezuella’da ortaya koyduğu ikiyüzlülükle elbette sadece Venezuella örneğinde karşılaşıyor değiliz. Venezuella örneği diğer her yerde sergilenen tavırlarla birlikte herşeyin üstüne tüy diken bir tavır. Bu konuda daha önce de dediğimiz gibi Trump da yalnız değil. Bu konuda Avrupa Birliği ülkeleri de belki Yunanistan haricinde Trump’la aynı safta buluşabiliyor.

Batı dünyasının, özellikle de ABD’nin Venezuella’ya karşı öfkesinin altında her bir ülkenin Venezuella ile yaşadığı özel sorunlar ayrı roller oynuyor olabilir. Maduro’nun Chaevez’den aldığı mirasla birlikte Venezuella’yı bütün dünyayla kavgalı hale getirmiş olduğu ve bu durumun aslında yaşanan ekonomik sorunların en önemli sebebi olduğu söyleniyor.

Doğrudur, uygulanan bir sosyalizm türünün ülkenin kaynaklarının verimli kullanılması yerine bir gerilim hattının içine sürüklediği ve yönetilemez hale getirmekte ciddi bir katkı yapmış olduğu üzerinde gerçekten durulabilir. Ama bu, bütün suçu Chavez veya Maduro’ya atmayı neden gerektirsin?

Allah aşkına ABD ile Venezuella arasındaki bütün ihtilaf sadece kapitalizm meselesinde midir? Mesela Çin ile ABD arasındaki ihtilaf da kapitalizm meselesinden midir? Çin kapitalizmden veya dünyayla bütünleşmekten çok mu uzak şu anda?

Venezuella örneğinde bir şekilde emperyalizme teslim olmayı reddeden bir direniş tutumuna veya bağımsızlık duygusuna karşı bir “burnunu sürtme” olayıyla karşı karşıya olduğumuz çok açık?

Kuşkusuz ABD veya genel olarak emperyalizm karşısındaki direniş hattındaki ülkelerin bütün kötü yönetim sorunlarının sorumluluğunu bir günah keçisi olarak Batı’ya, ABD’ye atmak gibi bir kolaycılıkları sır değil. İran örneğinde bu artık bir bahaneye dönüşmüş durumda mesela. Kendi halklarına borçlu oldukları iyi yönetimi ve hizmeti ertelemek için sürekli ABD ile, İsrail ile, Siyonizm ile olan gerilimleri kullanmak bir geri kalmışlığı içselleştirme ve kaderleştirme mekanizmasına dönüşmüş durumda.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî 27 Nisan 2024 | 227 Okunma Sudan’da olanlar da Sudan’la sınırlı değil 24 Nisan 2024 | 225 Okunma Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından 20 Nisan 2024 | 270 Okunma CHP’nin üniversite ufku Tanju Özcan’ınki kadar mıdır? 17 Nisan 2024 | 361 Okunma İslâmcılara azıcık hikmet penceresinden baksak? 15 Nisan 2024 | 402 Okunma