Yasin Aktay Yeni Şafak Gazetesi

Kadir Gecesi’nin unutturulmuş olmasındaki hikmet

Kadir gecesi Türkiye’de genellikle Ramazan’ın 27. gününe, hatta gecesine sabitlenmiş bir özel zaman. “Türkiye’de” diyoruz, çünkü başka yerlerde Kadir gecesinin Ramazan’ın 27. günü...

09 Haziran 2018 | 440 okunma

Kadir gecesi Türkiye’de genellikle Ramazan’ın 27. gününe, hatta gecesine sabitlenmiş bir özel zaman. “Türkiye’de” diyoruz, çünkü başka yerlerde Kadir gecesinin Ramazan’ın 27. günü olması sadece kuvvetli bir ihtimal ama bir kesinliği yok. Ramazan’ın son on gününde olması bile yine kuvvetle ihtimal. Ramazan’ın son on günü dışındaki herhangi bir günde olma ihtimali de yok değil. Aslında bir belirsiz zamandır Kadir gecesi, o yüzden aranan bir zaman olma keyfiyeti var Kadir gecesinin.

İçinde Kur’an’ın nazil olduğu bildirilen, bu yüzden bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesinde duaların daha fazla icabet gördüğü de bildirilmiş olduğu için o geceye herkes apayrı bir önem veriyor, o gece ibadetler, dualar daha fazla artırılıyor. Bütün ay oruç tutmayanlar o gün özel olarak oruç tutuyor, insanların çoğu zekatlarını, sadakalarını o güne saklıyorlar.

Zamanı belirsiz olsa da bazı tercih edilen rivayetler dolayısıyla Ramazan’ın son on günü içinde olma ihtimali daha yüksek sayıldığından, aramaların son on günde yoğunlaşması tavsiye edilir. O zamanı bu on günde yakalamaya çalışmak evladır. O gece aslında yılın herhangi bir gecesi, ama Allah Resulü onun Ramazan’ın son on günü içinde olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu buyurmuş. O yüzden kendileri Ramazan’ın son on gününü genellikle itikafa çekilerek o geceyi ibadet halinde karşılamaya çalışmış.

Düşünün, Allah’ın Peygamberi bile o mübarek gece konusunda kesin bir bilgi sahibi kılınmamış... (makbul rivayetlere göre Resulullah’a (s) bu zaman unutturulmuş). Bunun hikmeti üzerinde tabii ki çok çok durmak gerekiyor. Bu kadar önemli bir zaman Allah Resulüne nasıl ve neden unutturulmuş olabilir? Bir zamanın hasreti içinde bırakılmak. Bin aydan daha hayırlı bir gecenin bütün bir yıla gizlenmiş olması ve onu aramak durumunda olmak...

Biliyoruz ki, Resulullah’a böyle önemli bir zamanın unutturulmuş olması onunla ilgili bilgiyi veya durumu eksik kılmıyor. Bilakis onun unutturulmuş olması yüce Allah’ın bu zamanın tabiatı için takdir etmiş olduğu bir hikmet. Müslüman sürekli bir arayış içinde olacak. Buldum diyerek bir noktada durmayacak. Aramanın kendisi bizatihi değerli bir şey.

Aslında Müslüman olmanın bir defada kotarılan bir imkan, bir rütbe, bir hak ve kazanım olmadığı, bunu sürekli hak etmenin gerekliliğine dair müthiş bir uyarı bu.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî 27 Nisan 2024 | 209 Okunma Sudan’da olanlar da Sudan’la sınırlı değil 24 Nisan 2024 | 225 Okunma Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından 20 Nisan 2024 | 270 Okunma CHP’nin üniversite ufku Tanju Özcan’ınki kadar mıdır? 17 Nisan 2024 | 361 Okunma İslâmcılara azıcık hikmet penceresinden baksak? 15 Nisan 2024 | 402 Okunma