Türkiye'nin Güneydoğu'sunda gözü dönmüş teröristlerle mücadeleyi
dikkatle izlerken, şahit olabileceğimiz en büyük kapsamlı, en
vahşi, en gözü dönmüş ve en hayasız terörist akını bizzat
Genelkurmayın içinden Türkiye'yi hedef aldı. Yıllardır darbe
ihtimallerinden veya bazı hareketliliklerin darbe niteliğinden
bahsettikçe aklımızla dalga geçer gibi.
“Bu devirde darbe mi olurmuş?” diye istihza ile karşılık verenler
onların hesabına göre darbe zamanlarından daha da uzaklaşmış
olmamız gereken şu zamanlarda darbe teşebbüsünün en cüretkarını, en
akılsızını, en vahşisini görmüş oldu. Sadece onlar görmedi tabi,
hepimiz gördük ve yaşadık.
Bu zamanda darbe olmaz, olsa olsa darbe tehdidini bir söylem olarak
kullanıp bunu oya tahvil etmek vardır diyenleri hesaba katmıyorum
tabi. Onlar açıkça darbeye karşı hassasiyeti sündürmeye, öldürmeye
çalışıp alttan alta darbenin zeminini hazırlıyorlarmış. Ama
gerçekten de bu devirde bir darbenin başarma şansının olmadığını,
çünkü dünyadan bir karşılık veya destek bulamayacağını düşünenlerde
sadece bir safdillik olduğunu söyleyebilirim. O zamanlar şunu
söylemiştik: Dünyanın Türkiye'deki bir darbeyi satın almayacağını
söylemek dünyayı tanımamak anlamına geliyor.