Yasin Aktay Yeni Şafak Gazetesi

İsrail Mescid-i Aksa’dan İslam dünyasının nabzına bakıyor

Suriye’de, Yemen’de, Irak’ta, Libya’da Müslüman kanı gövdeyi götürürken, Mısır’da askeri darbe neticesinde ülke her bakımdan tam bir karanlığa gömülürken İslam...

22 Temmuz 2017 | 148 okunma

Suriye’de, Yemen’de, Irak’ta, Libya’da Müslüman kanı gövdeyi götürürken, Mısır’da askeri darbe neticesinde ülke her bakımdan tam bir karanlığa gömülürken İslam dünyasının asıl sorun alanından Filistin’den ses seda çıkmıyordu. Müslümanlar tarihlerinin hiçbir döneminde olmadığı gibi birbirleriyle uğraşıp birbirlerinin kanını dökerken, akla ilk gelen soru, bütün bu olup bitenlerin kimin işine yaradığıydı elbet:

Malum, FETÖ’nün Güneydoğu’daki dost ülkesi İsrail’in bütün bu olup bitenlere karşı derin ve anlamlı sessizliği en çok dikkat çeken şeydi.

Müslümanlar birbirlerine düşmüşken, alışık olduğumuz şekilde Kudüs’te, Filistin’de ağır bir provokasyondan anlamlı bir biçimde uzak duruyordu. 1967’den beri işgal altında tuttuğu bölgelerde neredeyse rutin olarak uygulamakta olduğu yeni yerleşim yerleriyle ilgili planlarını sessiz sedasız yine sürdürüyordu. Ama o kadarlık uygulama Müslümanların kendi ağır meşguliyetleri arasında dikkat bile çekmiyordu artık.

İsrail’in en büyük gücü, elbette ki kendi askeri veya insani gücü değil, Müslümanların lakaytlıkları, ilgisizlikleri ve tabii ki ihanetleri.

İsrail’in son birkaç yıldır özellikle Suriye konusundaki derin sessizliğinin, aslında olup bitenlerin onun stratejik hedeflerine hizmet ediyor olmasından kaynaklandığı bir sır değildi. İsrail’in etrafındaki ülkelerin parçalanması, hiçbir güçlü ordunun kalmaması, ortaya çıkan unsurların birbirleriyle uğraşırken İsrail’i unutması İsrail’in en sağlam güvenlik ve bölgesel etkinlik stratejisi.

Mısır’da yaşanan darbenin İsrail güvenliğinin imdadına yetişmiş bir gelişme olduğu bizzat İsrailli kaynaklarca defalarca ifade edildi. Potansiyel olarak ve tarihsel olarak İslam dünyasının en büyük güçlerinden biri olarak Mısır’ın gündeminde İsrail’in Müslümanları tahrik, mukaddesatına tecavüzüne direnmek, itiraz ve muhalefet etmek gibi bir konu yok. Aksine İsrail ne yaparsa yapsın ona yardım etmek var. Darbeci Sisi, muhtaç olduğu meşruiyeti İsrail’e kayıtsız şartsız sadakatte bulacağını düşünüyor çünkü.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî 27 Nisan 2024 | 228 Okunma Sudan’da olanlar da Sudan’la sınırlı değil 24 Nisan 2024 | 226 Okunma Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından 20 Nisan 2024 | 270 Okunma CHP’nin üniversite ufku Tanju Özcan’ınki kadar mıdır? 17 Nisan 2024 | 361 Okunma İslâmcılara azıcık hikmet penceresinden baksak? 15 Nisan 2024 | 402 Okunma