Yasin Aktay Yeni Şafak Gazetesi

Binbir surat terörün yılbaşı maskesi

Türkiye 2016 yılında bir çok terör saldırısına maruz kaldı. Bu saldırıların büyük kısmı PKK tarafından, bir kısmı DEAŞ, bir kısmı da FETÖ tarafından...

02 Ocak 2017 | 90 okunma

Türkiye 2016 yılında bir çok terör saldırısına maruz kaldı. Bu saldırıların büyük kısmı PKK tarafından, bir kısmı DEAŞ, bir kısmı da FETÖ tarafından gerçekleştirildi. Aslında hangi saldırının kimin tarafından gerçekleştirilmiş olduğunun, olayın tarzı, türü ve neticesi açısından çok fazla bir öneminin olmadığı bir düzeye gelmiş bulunuyoruz.
Saldırıların hepsi neticede aynı amaca hizmet etmiş olduğuna göre bütün terör örgütlerinin birleştiği noktalar, ayrıştığı noktalardan çok daha önem kazanmış oluyor. O yüzden terör örgütünün kimliğini ayırt etmeden hepsini birden “terör” kimliği altında birleştirebiliyoruz.
Terör, ortaya çıkan bütün bu eylem biçimlerinin ardındaki bütüncül bir özne, fail halini almış bulunuyor. Terör bir şahsa, bütün bu olup bitenlerin ardındaki “malum fail”e dönüşmüştür.
Türkiye açısından işin neticesi hiç değişmiyor çünkü, eylemi kim üstlenmiş olursa olsun, eylemin arkasında görünürde kim belirmiş olursa olsun, Türkiye açısından neticesi aynı oluyor. Hedeflenen, Türkiye'nin istikrarsızlığa sürüklenmesi, dünyadaki algısının bozulması, insanların birbirine ve ortama güvenlerinin yitmesi, ortama korkunun hakim kılınması vs. Çok şükür, şu ana kadar bu konuda hedefledikleri şey ne ise tam tersi vaki oldu. Çünkü işi planlayan akıl, Türkiye halkının kimyasını yeterince iyi hesaplayamıyor ve her eylemiyle kendi etrafındaki çemberi daha fazla daraltmaktan başka bir iş yapmamış oluyor.
Bu eylemlerin, görünen faillerinin (örgütlerin) ne ideolojik söylemleriyle, ne davalarıyla, ne de sosyolojileriyle hiçbir bağının kalmamış olması en dikkat çekici konulardan biri. Bugün PKK'nın büyük şehirlerde veya doğu şehirlerinde son zamanlarda yüklendiği eylemlerin hiç birinin davasını güttüğü Kürt sorunuyla hiçbir bağı kalmamıştır. Yaptığı hiçbir eylem, örneğin PKK için ilan edilmiş amacına daha fazla yaklaştıracak türden değil. Hatta her eylem, örgütü dayandığı sosyolojiden çok daha fazla koparıyor. O sosyolojiyi tahrip ediyor.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Gazze ışığında üniversitenin misyonu 06 Mayıs 2024 | 117 Okunma Amerikan üniversitelerinde Aksa Tufanı dalgaları 04 Mayıs 2024 | 262 Okunma Filistin’e Özgürlük ve Bağımsızlık için Parlamenter İnisiyatifi 01 Mayıs 2024 | 59 Okunma İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî 27 Nisan 2024 | 231 Okunma Sudan’da olanlar da Sudan’la sınırlı değil 24 Nisan 2024 | 228 Okunma