Yasin Aktay Yeni Şafak Gazetesi

ABD’nin kendi kendini kuşatma süreci

Trump yönetimindeki ABD’nin İran’la nükleer anlaşmadan çekilmesinin ardından ilan edilen yaptırım programının uygulanmasına dün itibariyle başlandı. ABD Başkanı Trump bu dönemi Twitter üzerinden...

08 Ağustos 2018 | 4.717 okunma

Trump yönetimindeki ABD’nin İran’la nükleer anlaşmadan çekilmesinin ardından ilan edilen yaptırım programının uygulanmasına dün itibariyle başlandı.

ABD Başkanı Trump bu dönemi Twitter üzerinden yaptığı açıklamayla şöyle duyurdu: “Bunlar şu ana kadar uygulanmış olan en sert yaptırımlar ve Kasım ayında yaptırımlar yeni bir seviyeye yükseltilecek. İran’la iş yapanlar ABD’yle iş yapamayacak. Ben dünya barışı istiyorum, daha azını değil!”

Trump’ın “dünya barışı” istediğine dair sözleri insanlığın aklıyla dalga geçer gibi. Bu sözlere Suriye’de ve Türkiye’de desteklemekte olduğu PKK gibi terörist grupların söyleminden aşinayız. Dilden barış kelimelerini düşürmemek ile elden silahları düşürmemek birbirini nedensel olarak takip eden iki olay gibi. Barış diyerek sivil halka yönelik katliamlar yapmak, demokrasi diyerek milletlerin iradesini yok etmek, milyonlarca insanın hayatına mal olan kaotik süreçleri başlatmak, ABD’nin şimdiye kadar “barış adına” yüklendiği bütün operasyonları takip eden eylemleri oldu.

Ancak, Trump’ın ABD yönetiminin İran’a uygulamayı kafasına koyduğu yaptırımlar bu sefer kendisinin zannettiği gibi beraberinde geniş bir ittifak bulamayacak gibi görünüyor.

Bu yaptırımlara karar verme süreci, yani İran’la nükleer anlaşmadan geri çekilmesi sürecinin kendisine hak veren hiçbir dünya ülkesi yok zaten. 5+1 olarak anılan ülkelerin hiç birisi şimdiye kadar İran’la yürütülen müzakerelerde, İran’ın anlaşmalara uymadığına dair bir durumla karşılaşmış değil.

ABD’nin anlaşmadan çekilme kararı İran’ın anlaşmalara uymaması gibi bir gerekçeye dayanmıyor. Aksine bütün bu süreç Trump’ın seçim kampanyasında yaptığı, İran’la anlaşmayı iptal etme vaadine dayanıyor.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî 27 Nisan 2024 | 226 Okunma Sudan’da olanlar da Sudan’la sınırlı değil 24 Nisan 2024 | 225 Okunma Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından 20 Nisan 2024 | 270 Okunma CHP’nin üniversite ufku Tanju Özcan’ınki kadar mıdır? 17 Nisan 2024 | 361 Okunma İslâmcılara azıcık hikmet penceresinden baksak? 15 Nisan 2024 | 402 Okunma