Yasin Aktay Yeni Şafak Gazetesi

ABD İran’la hangi gerekçeyle savaşacak?

İran’ın ABD’ye ait bir İnsansız Hava Sahası’nı Hürmüz Boğazı’nda vurmasıyla birlikte Körfez’de son zamanların İran-ABD soğuk savaşında heyecanlandıran yeni bir aksiyon sahnesine...

24 Haziran 2019 | 301 okunma

İran’ın ABD’ye ait bir İnsansız Hava Sahası’nı Hürmüz Boğazı’nda vurmasıyla birlikte Körfez’de son zamanların İran-ABD soğuk savaşında heyecanlandıran yeni bir aksiyon sahnesine şahit olduk. Bu sahnenin arkasından ABD’nin hemen bir karşı hamle yapması yönünde özellikle İsrail’den ve tabii ki ABD’yi İran’la bir an önce savaşta görmek isteyen SA ve BAE cephesinde bir beklenti oluştu. Trump ilk anda bu beklentiye sözleriyle cevap verse de kısa süre içinde bu sahneyi bir ABD saldırısının izlemesinin çok da gerçekçi olmayacağı görüldü.

Neticede İran tarafından düşürülen İHA’nın İran hava sahasında bir casusluk faaliyeti içinde olduğu net olarak görülüyordu. Uluslararası kurallara göre ihlali yapan taraf ABD idi ve bu uçağın düşürülme hakkı da ülkesini casusluk faaliyetlerine karşı koruma çerçevesinde İran’a aitti. ABD kamuoyuna olay aynen bu şekilde yansıdı.

İran Genelkurmay Başkanlığı Sözcüsü Tuğgeneral Ebulfazl Şikarçi, İran’a yönelik muhtemel askeri saldırının Washington’un bölgedeki çıkarlarını ve müttefiklerini “ateşe atacağını” söyleyerek, İran’a yönelik askeri saldırının sonuçları konusunda uyarıda bulundu. Buna karşılık, Şikarçi, ülkesinin hiçbir ülkeye karşı savaş başlatmayacağını dile getirdi ama, saldırılara çok sert yanıt vereceklerini de ifade etti.

Ancak, bu olay üzerine ABD’de giderek ABD’nin İran’a neden savaş açması gerektiği hususu daha fazla sorgulanmaya başladı. Bir televizyon programında İran’ın etrafındaki ülkelerde, yani İran’ı kuşatan bir coğrafyada bulunan ABD üslerinin ürkütücü çokluğuna dikkat çekilirken, buna karşılık ABD’ye makul yakınlıkta bile hiçbir yerde bir İran üssünün bulunmadığı ifade ediliyordu. Bu durumda İran’ın ABD’ye nasıl bir tehdit oluşturuyor olabileceği sorulurken tam aksine ABD’nin İran’a tacizkar bir tehdit oluşturduğu gerçeği gözler önüne seriliyordu.

Bu sorunun uyandırdığı karşılaştırmalı bakış açısı giderek ABD kamuoyunda daha fazla dikkat çekiyor ve ABD’nin Ortadoğu’da neyin savaşını verdiği bizzat ABD vatandaşları tarafından soruluyor.

Tam da bu sorunun sorulduğu yerde tabii ki gündeme ABD’nin kimin peşine takılıp kendi çocuklarını ölüme sürüklemek zorunda bırakıldığıyla ilgili çarpıcı gerçek de gündeme geliyor.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Filistin’e Özgürlük ve Bağımsızlık için Parlamenter İnisiyatifi 01 Mayıs 2024 | 59 Okunma İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî 27 Nisan 2024 | 231 Okunma Sudan’da olanlar da Sudan’la sınırlı değil 24 Nisan 2024 | 226 Okunma Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından 20 Nisan 2024 | 271 Okunma CHP’nin üniversite ufku Tanju Özcan’ınki kadar mıdır? 17 Nisan 2024 | 362 Okunma