Yasin Aktay Yeni Şafak Gazetesi

16 Nisan’dan kim ne ders çıkaracak?

16 Nisan Referandum sonuçlarının, sadece halk oyuna sunulmuş konuda verilmiş açık bir karardan ibaret kalmayıp, herkese önemli mesajlar verdiği, vermesi gerektiği çok açık. Neticede bu referandumdan kural gereği...

22 Nisan 2017 | 199 okunma

16 Nisan Referandum sonuçlarının, sadece halk oyuna sunulmuş konuda verilmiş açık bir karardan ibaret kalmayıp, herkese önemli mesajlar verdiği, vermesi gerektiği çok açık. Neticede bu referandumdan kural gereği aslında bütün tartışmaları bitirmiş olması gereken bir sonuç çıktığı halde, tartışmaları devam ettirmeye çalışanlara bakıldığında bu dersleri almamak noktasında bir inadın olduğu görülüyor.
AK Parti kendi adına gereken dersleri almak üzere bütün seçimlerden sonra olduğu gibi bu referandumdan sonra da çalışmalarına başladı bile. Belki CHP ve diğer partilerle arasındaki en önemli fark bu vesileyle de ortaya çıkmış oluyor. Diğerleri biteviye seçim kaybettikleri halde, hiçbir seçimin akabinde adam gibi toplanıp “biz bu seçimi neden kaybettik?” “Bu millet bize neden oy vermedi?” sorusunu sormak yerine habire kendilerine oy vermeyenleri suçlayan bir yola tevessül ediyor. Kendini suçlamak yerine ya rakibini veya seçmenin kendisini suçlama yoluna gidiyor CHP. Oysa AK Parti, kazandığı seçimlerin ardından bile, (ki şu ana kadar girdiği bütün seçimleri kazanmıştır) toplanıp “neden daha fazla oy alamadık?” “bu seçimi kazandık ama, bize oy vermeyenler neden vermedi, biz nerede hata yaptık?” sorusunu soruyor. Böylece her seçimin ardından bir sonraki seçimin kampanyasını başlatıyor. Aslında bu da belki bir sonraki seçimleri de neden kazandığının ilk ve en önemli açıklaması oluyor.
CHP bu seçim kampanyasını “tek adam” otoritesine karşı “TBMM'nin yetkilerini korumak” konseptine oturttu. Oysa herkes biliyor ki, geçmişte de CHP'nin TBMM'nin iradesine hiçbir zaman saygısı olmadı. TBMM'nden kendi istemediği bir karar çıktığında soluğu Anayasa Mahkemesinde almak CHP'nin en önemli alışkanlığı olageldi. Pek sevdikleri 27 Mayıs 1960 darbesiyle ihdas ettikleri bir vesayet kurumu olarak Anayasa Mahkemesini her zaman TBMM'nden daha iyi gördüler, çünkü hiçbir zaman kendilerine karar almaya yetmeyen TBMM çoğunluğuna karşı Anayasa Mahkemesi ülkeyi yönetmek, aslında yönetilemez hale getirerek yönetmek konusunda kendilerine garip bir güç veriyordu. O Anayasa Mahkemesi ki, cumhurbaşkanı seçmek için meclisin oturum yeter sayısı ile ilk turdaki karar yeter sayısını

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Filistin’e Özgürlük ve Bağımsızlık için Parlamenter İnisiyatifi 01 Mayıs 2024 | 59 Okunma İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî 27 Nisan 2024 | 231 Okunma Sudan’da olanlar da Sudan’la sınırlı değil 24 Nisan 2024 | 226 Okunma Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından 20 Nisan 2024 | 271 Okunma CHP’nin üniversite ufku Tanju Özcan’ınki kadar mıdır? 17 Nisan 2024 | 362 Okunma