Enflasyon ne olur?
Enflasyon, başta kazanç ve tasarruflar olmak üzere ekonomiyi
kemiren negatif bir gösterge olduğu için “enflasyon canavarı”
deyimiyle anılıp, gazetelerde genellikle “canavar” figürü ile
resmedilir.
Her ekonomi için baş belasıdır ve her ülke enflasyonu düşürmek için
büyük bir çaba sarf eder.
Türkiye’de de hükümetlerin öncelikli hedefi enflasyonla mücadele
olsa da, ne yazık ki 2002’ye dek bu konuda bir başarı sağlandığını
söylemek mümkün değil.
Gelin şimdi halkı daha çok ilgilendirdiği için tüketici
fiyatlarından yola çıkalım ve geçmişe doğru bir enflasyon turu
atalım:
Türkiye, 2000’li yıllara adım atmadan önce yıllık yüzde 100’leri
aşan enflasyonla cebelleşiyordu.
2001’de yüzde 68.5’lerde seyreden enflasyon, 2002’de yüzde 29.7’ye,
2003’te yüzde 18.3’e, 2004’te ise, 1970’ten bu yana, yani tam 34
yıl sonra ilk kez tek haneli rakamlara inerek yüzde 9.3 oranında
gerçekleşti.
2005’te yüzde 7.7 olan enflasyon, 2012’de yüzde 6.1’e inerek,
1969’dan bu yana, yani tam 43 yıl sonra ilk kez en düşük seviyeye
indi.
Zaten 2012 yılından sonra da 2017 yılına dek, yani beş yıl boyunca
hiç çift haneli rakamlara ulaşamadı.
2017’ye gelince büyü bozuldu ve enflasyon tam 14 yıl sonra yeniden
çift haneli rakamlara ulaşarak yüzde 11.9’a oranında
gerçekleşti.
TÜİK geçtiğimiz hafta, 2018 ocak ayına ilişkin enflasyon
rakamlarını açıkladı. Beklenti yüzde 1.36 iken, gerçekleşme yüzde
1.02 oldu.
Yani ocak ayında enflasyon beklentilerin altında gerçekleşti. Bu
iyi haber, ancak yıl sadece ocak ayından...