YSK, referandum iptal taleplerini çoğunlukla reddetti.
Yargıtay kökenli üye, yargı denetimindeki zafiyetin Anayasa
ihlali olduğuna işaret ederek, iptal talebi yönünde oy kullandı.
Yurt sathındaki sonuçlara yapılan itirazlar henüz sonuçlanmadı.
Kanuna aykırı oy pusulaları hakkında sayısal bir tespit de
açıklanmadı. Belirsizliğin boyutları belli değil.
YSK, ağırlıklı olarak, sandık kurulu mühürü bulunmayan oy pusulası
ve zarfları hakkında yapılan itirazları reddederken ‘seçmen
iradesi’ ve ‘seçme hakkı’nın zayi olmaması hususlarını gerekçesine
dayanak yaptı.
Kanuna aykırı oy kullanılınca, niteliksiz oy pusulası kullananların
mı, yoksa, hakiki oy pusulası kulananların mı, ‘seçme hakkı’
(seçmen iradesi) zedeleniyor, tartışmalı..
Referandum, seçme eyleminden daha farklı bir oylama, kendine göre
gerekleri var, uluslararası standartlarda, ‘iyi referandum’
örneğinde, anayasanın 70 civarında maddesini etkileyecek bir
anayasa değişikliğinin, 18 madde içinde, ‘adeta’ gizlenerek ve
toptan oylanması, tartışmalı bir sonucu ortaya çıkarıyor.
Bu nedenle de gerekçe; felsefi bir soyutlamayı içeriyor ve maddi
gerçeklerle uyumlu değil... Bütün itiraz süreçleri bittikten sonra
çıkacak sayısal sonuca göre yeni bir müracaat yolu ortaya
çıkabilir.
YSK nezdinde, 298 sayılı Kanun’a göre de henüz, kesin hüküm, nihai
karar oluşmuş sayılamaz.
İlerideki aşamada hukuk yolu silsilesi bakımından, AİHM ve Anayasa
Mahkemesi’ne -seçim sonuçlarının kesinleşmesini önleyecek,- ‘tedbir
talepli’ başvuruların eşzamanlı yapılması, gereksiz zaman
kayıplarını ve gerginliği önlemekte yararlı olabilir.