CUMHURİYET Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve Ankara temsilcisinin yargılanması sürecinde hak ihlalleri tespiti yapan Anayasa Mahkemesi, (yaklaşık 90 günün sonunda) tutuksuz yargılanmanın önünü açtı.
Son zamanlarda, ‘tutuklu yargılanma esas, tutuksuz yargılanma
istisna’ olarak tecelli eden yargılama süreçlerine tanık
oluyoruz.
Askeri hizaya getirme projesinde yapılan düzenlemeler sonucu, Ceza
Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nun tatbikatında, hukuki
kaygılardan başka her türlü neden-sonuca ve sürece etkili oluyor.
Şüpheli ve sanıkların kimlikleri uygulama tarifesinde rol oynuyor.
Soruşturma, kovuşturma safhalarında müdahalelerin sonuç aldığı,
özel yetkili yargılama makamları bakımından da adalet kaygısı
dışındaki saiklerin uygulamada subjektif yargıları öne çıkardığı
iddiaları yaygınlaşıyor.
Burada bir noktaya dikkat çekmek zorunluluğu var: Basın özgürlüğü
çerçevesinde, işlerinin gereğini yapan gazetecileri, devlet
sırlarını ifşa ve terör örgütüne bilerek yardım vb. suçlamalar
nedeniyle, tutukluluk halinde ısrar eden mahkeme bakımından,
AYM’nin, adil yargılanma hakkı ihlaline dair kararı, yargılamayı
daha da rafine bir sürece zorluyor. Yargılananların gazeteci
olması, medyayı da (uluslararası medya dahil) yargılama sürecinin
asli bir parçası haline getirmiş bulunuyor.