Yalçın Bayer Hürriyet Gazetesi

Birçok ülkenin ‘kenevir gemisi’ demir almış gidiyor: Keneviri bilmeyen ve tanımayan kalmasın

SAMSUN (Çarşamba) Havalimanı’na inerken Yeşilırmak Nehri’nin (Kızılırmak da farklı değilmiş) su seviyesinin ne kadar düşük olduğunu gördük. Nehir yatağının bu hali deltadaki...

03 Mayıs 2018 | 180 okunma

SAMSUN (Çarşamba) Havalimanı’na inerken Yeşilırmak Nehri’nin (Kızılırmak da farklı değilmiş) su seviyesinin ne kadar düşük olduğunu gördük.

Nehir yatağının bu hali deltadaki kuraklığın işareti sayılıyor. Eğer iklim şartları böyle devam ederse ülkemizin bu yaz şiddetli kuraklığa maruz kalacağı anlaşılıyor.  Şimdilik tek çare ‘tasarruf’ için vatandaşların ciddi şekilde uyarılması gerekiyor. İstanbul’un önemli bir kaynağı olan Istranca Dağı’ndaki köylere tanker ile su taşınması gerçeği durumun vahametini de ortaya koyuyor.

Biz ‘Endüstriyel Kenevir Gerçeği’ başlıklı iki günlük paneli izlemeye geldik. Samsun Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Ondokuz Mayıs Üniversitesi ve Samsun Büyükşehir Belediyesi işbirliği ile düzenlenen bu etkinlikte kenevirin farklı kullanım alanları ile ilgili, konunun birbirinden değerli uzmanlarını dinledik. Panelin en önemli tarafı kamu, özel sektör ve sanayicinin bir arada bulunması oldu. Paneli hedefine ulaştırır mı, iktidarın bakış açısına bakmak lazım. Dünyada önce Fransa, sonra Çin, İsrail, Kanada ve yeni bir hamle başlatan Avustralya’nın kenevir yetiştirilmesi ve değerlendirilmesi ile ilgili hamlelerini öğrendikten sonra ülkemizin bu gelişmelerin gerisinde kalmaması gerektiğini düşünüyoruz.

TEK ARAŞTIRMA KURUMU

Samsun-Ordu çıkışında 1049 dekar alan üzerine kurulu Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nün; Türkiye’nin tek yenilenebilir enerji merkezine sahip olması, kenevirden biyodizel, pellet ve briket elde etmesi, enerji değerlerini tespit etmesi, aynı zamanda ülke genelinde ihtiyaç duyulan kenevir tohumluluğunun karşılanması amacıyla adaptasyon çalışması yürütmesi Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın kenevir araştırmalarına verdiği önemi gösteriyor. Aydın Üniversitesi’nde, sonra Kastamonu ve şimdi de 19 Mayıs Üniversitesi’nde yapılan çalışmaları yerinde izlediğimizden, yapılan araştırma ve çalışmalarda herhangi bir sıkıntının olmadığı, geçmişten gelen mevzuat dolayısıyla çalışmaların uygulamaya aktarılmasında ve sanayici ile buluşturulmasında sıkıntılar olduğu ortaya çıkıyor. 1933’de çıkarılan uyuşturucu ile murakabe kanunu, yönetmelik ve tebliğlerin acilen revize edilerek çalışma sonuçlarının uygulamaya aktarılması gerekiyor. Çıkarılması gereken kanunda, kenevirin suistimal edilmemesi ve terör örgütlerine bu yolla sağlanan finansal kaynağın da önlenmesi için titiz davranılması kenevirin masumiyetini ortaya koyacaktır. Ülkemiz tarım topraklarının yüzde 15’ine kenevir ekmemiz durumunda petrole ödediğimiz paranın yarısını tasarruf edebileceğimizin bilim adamları tarafından ileri sürülmesi dikkat çekiciydi.

ESRARSIZ KENEVİR OLDU ENDÜSTRİYEL KENEVİR...

En önemlisi endüstriyel kenevirin anlamı... Kenevirden ‘esrar yapılır’ diye biliyorduk, meğerse endüstriyel kenevir esrar üretmeyecek şekilde ıslah edilmiş. Gelecekte kenevir tarımını mısır tarımı gibi yapmak mümkün olacak. Dişi kenevir ile erkek kenevirin üretilmesi eken kişinin elinde değil, tohumdan çıkacak olan erkek ve dişi bitkilerin oranları ile ilgilidir. (Normalde ekilen tohumların %30-35’i erkek, gerisi dişidir.)

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kamudaki ihmallerden dolayı ölümle sonuçlanan ilk dava sonuçlandı... Çorlu tren kazası kararı herkesten övgü aldı 26 Nisan 2024 | 506 Okunma Sorunları ortak kutlamaları ayrı 25 Nisan 2024 | 39 Okunma Bir yolculuğun başlangıcı... Özgün mirası korumak 24 Nisan 2024 | 50 Okunma İstanbul ve Ankara’da su fiyatları indirilmeli 23 Nisan 2024 | 47 Okunma Emekli-emekçiye soğuk duş 19 Nisan 2024 | 511 Okunma