BÜYÜKÇEKMECE sahilinde yer alan ve çevrecilerin satılmaması için
direndiği Albatros Parkı diye bilinen 30 dönümlük arazi
satıldı.
TOKİ’nin 7 taksit ile yaptığı satış kimlere karşı mesaj içeriyor?
CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat tüm konuşmalarında “Kamu
arazileri peşkeş çekilemez” diyordu. Genel Başkan Kılıçdaroğlu
“Ellerinden gelse mezarlık alanlarını da satacaklar” demişti.
CHP’li Eski Genel Sekreter Gürsel Tekin “İstanbul’un rant
haritasını çıkarıp Kadir Topbaş’a göndermişti. Acaba aynı haritayı
partisinin belediye başkanı Hasan Akgün’e de gönderecek mi? Bölge
milletvekilleri eylemler yaptı, Dr. Ali Şeker “Albatros halkındır”
dedi. Hasan Akgün’den tüm eleştirilere cevap geldi; “Satarım,
sattım, oldu”.
ANAP kökenli olan Hasan Akgün kendini parti aidiyeti içinde
görmeyebilir, peki Büyükçekmece’de yerel politika yapan CHP’liler
nasıl bu yetkiyi verdi?
AKP meclis üyeleri satışa ‘ret’ oyu kullandı.
Albastros’u korumak AKP’li meclis üyelerine kaldı!
İhaleyi kazanan firmalardan biri olan Demir İnşaat tanıdık bir marka... Öyle ki Demir İnşaat, Büyükçekmece basketbol takımının sponsoru; şirketin sahibi Hamit Demir de kulübün onursal başkanı. Takımın başkanı kim? Belediye başkanı Hasan Akgün. Ne güzel, Hasan Akgün’e sponsor Hasan Akgün’ün açtığı ihalede ihaleyi alan firmalardan biri olması, bu kadar tesadüf de biraz fazla değil mi? İkisi de kulübün başkanı; biri onursal diğeri şimdiki başkanı. Satışta bir sponsorluk var mı? Soru işareti... Sabah gazetesinde yayınlanan röportajda Demir İnşaat’ın sahibi ne diyor? “Referandum öncesi yabancının Türkiye iştahı arttı. Suudi, Katar ve Yemenli bir fonla ortaklık kuran Demir İnşaat, 2 milyar dolarlık yatırım için kolları sıvadı.”
Oh ne güzel! İlk işleri Albatros.
Genel merkezden, il başkanlığından bağır dur... Kamu arazileri satılamaz diye...
Satılır... Satıldı... Oldu!
EĞİTİM SİSTEMİ ÖNCELİKLİ SORUNUMUZ
MİLLİ Eğitim Bakanlığı’nın 8. sınıf öğrencilerine yönelik
düzenlenen, dün ve bugün iki oturum halinde gerçekleştirilecek
Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sınavlarına 1 milyon 185
bin 328 öğrenci katıldı. AKP iktidarı ile birlikte TEOG sisteminde
yapılan değişikliklerin sayısı 6’ya ulaşmıştır.
LGS, OKS olmuş... OKS, SBS olmuş... SBS, SBS’ciklere dönüşmüş...
SBS’cikler TEOG’lara dönüşmüştür. TEOG sistemi altyapısı
hazırlanmadan uygulamaya konulmuştur. Adı değişmesine rağmen
nitelik artışı sağlanamamıştır.
Deneme tahtasına çevrilmiş, eğitim bilimcilerin eleştirileri dikkate alınmamıştır. Fırsat ve imkân eşitliğine dayalı sınavsız bir geçiş öngören modele geçilmelidir. / Mehmet BALIK Eğitim-İş Başkanı
TEZİÇ'İN ARDINDAN
ESKİ YÖK başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç (81) son yolculuğuna
uğurlandı. Rahmetli Teziç Hocamızın ‘fikri hür, irfanı hür, vicdanı
hür talebeleri adını yaşatacaktır’. GSÜ’de rektörlük yapan hocamız,
hukuk fakültesini iyi fakülteler arasına taşımış, YÖK Başkanı
olarak da, yüksek eğitime fevkalade üstün katkılarda bulunmuştur.
Hocamız; “Ülkemizin yaşadığı sıkıntılı süreçlerde, benim daha fazla
ne istemeye hakkım var, gerekirse daha fazla çalışmalı ve ülkemizin
çağdaş, refah ve huzur içinde olması için üzerimize düşen gayreti
en yüksek seviyede sürdürmeliyiz” mütevazı tavrıyla, sevenlerinin
gönlünde taht kurmuştur.
Anayasa hukukçusu olarak, evrensel normları her boyutuyla değerlendiren; “demokrasi, toplum sözleşmesi, hukukun üstünlüğü, hukuk devleti, insan haklarına saygı ve azınlıkların korunması” ilkelerini öğrencilerine en iyi şekilde anlatan Teziç ve sonrasında YÖK Başkanlığı görevini sürdürmüştür. Bu ilkelerdeki sarsılmaz kararlı duruşu, üniversitede yetiştirdiği bazı öğrencilerinin kâbusu bile olmuştur. Burhan Kuzu doktora teziyle, özellikle Teziç Hoca’nın bulunmadığı bir heyetten ve yine başka bir heyetteki anayasa profesörlerinin karşı oyuna rağmen, güçlükle profesörlüğü alabilmiştir. GS ve Milli Takım’da uzun yıllar voleybol sporcusu olarak başarılı sonuçlara vesile olmuştur. Ezcümle, hem eğitimci hem de centilmen sporcu kimliğiyle başarılı sonuçlara vesile olup, yaşadığı gibi onurlu şekilde aramızdan ayrıldı. / Hakan HANLI
'ÜLKEM ÜERETEREK KAZANACAK HALKIM TOK YAŞAYACAK'
ZAHİT Temeltaş, 1923’te Elazığ’da doğumlu makine mühendisi.
Gazeteci Kurtul Altuğ’un (Bir Numaralı Tanık, Doğan Kitap 2006,
s.77) ifadesiyle ‘rüzgarla yarışan bir delikanlı’ydı. Genç yaşta
işe girdiği Maden Ergani Bakır İşletmesi’nde atölye katibi iken
azimle mühendis olmayı hedefledi ve izinli olarak Zonguldak Maden
Teknik Okulu’nda okumayı tercih etti. Zonguldak’ta göçük altında
kaldı, grizu patlamalarında gözünü kırpmadan madencileri kurtarmaya
koyuldu. 1945’te okulundan birincilikle mezun olup Maden Ergani
Bakır İşletmesi’ne geri dönerek burada maden başmühendisliğine
kadar yükseldi. Doğduğu topraklara, ülkesine faydalı olabilmek için
canla başla çalıştı. Masal kahramanı değil, gerçekti. Gazeteci
Macit Ergene 5 Şubat 1967 tarihli Sabah’ta “Mihrap Dağı cevher
yatağı 1955 yılına kadar bilinmemekteydi. Ancak, Zahit Temeltaş
adında bir maden mühendisi, Mihrap Dağı’nda zengin cevher
yataklarının mevcut olduğunu iddia etti, ve jeologların ‘Mihrap
Dağı’nda cevher yoktur’ diye verdiği raporları hiçe sayarak bu
bölgede sondaj faaliyetlerine girişti. Maden üstünden artırdığı
para ve şahsi gayretleriyle Mihrap Dağı’nda iki ay çalışan bu
mühendis, çok geçmeden kendi iddiasını doğruladı ve Mihrap Dağı’nda
zengin cevherlerin mevcut olduğunu ortaya koydu.’’ diyerek
kabiliyetini kayda geçti. Mihrap Dağı cevher yatağı sayesinde Maden
Ergani Bakır İşletmesi’nin yıllık 11.000 tonlarda olan blister
bakır üretimi 18.000 tona ulaştı. Bu rakamlar, dönemin ülke
maliyesinin başat gelir kaynağıydı. Mühendisliğini yürekle,
özveriyle konuşturuyor ve ‘’ülkem üreterek kazanacak halkım tok
yaşayacak” diyordu. Aynı kabiliyeti 1959 sonrası yöneticilik
yaptığı Murgul’da da gösterdi. Bakır sanayinin dolayısıyla asit
üretimi sağlayacağını dosta-düşmana ispat etti. Sevildi, takdir
edildi ve 23 Kasım 1967’de vazifede bulunduğu Erzurum’da geçirdiği
kalp krizi sonucu hayata gözlerini yumdu. Geriye namusla yaşanmış
onurlu bir yaşam ve Murgul’da ismini yaşatan ‘Zahit Temeltaş
İlköğretim Okulu’ kaldı. Ancak gelin görün ki, Murgul’daki
ilköğretim okulunda yaşatılan ismi yok edildi.