Zaruret ve ihtiyaç
hâlinde dilenmek mübâhtır. Lâkin, derecenin azalmasına sebep
olur.
Şemseddîn Muhammed ibn-i Adlân
hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh âlimidir. 663 (m. 1264)’de Mısır’da
doğdu. 749 (m. 1349)’de Kâhire’de vefât etti. Bir dersinde buyurdu
ki:
Bir günlük yiyeceği olmayanın,
bunu istemesi câiz olduğuna fetvâ verilmiştir. Takvâ ve azîmet ise,
hiç istememektir. Ölüm ve hastalık tehlikesi gibi zarûret hâlinde,
mubâh olur. Elbisesi olmayanın, bu şartlarda, giyecek istemesi
mubâh olur. Çalışıp kazanabilen kimsenin dilenmesi câiz değildir.
Din bilgilerine çalışıp da, kazanmaya vakit bulamayanın, istemesi
câiz olur. Yazı yazarak kazanabilenin istemesi câiz değildir.
Çalışamayan hastanın, bir günlük yiyecek dilenmesi câizdir. Fazlası
câiz değildir. Nâfile namaz ve nâfile oruç sebebi ile çalışmaya
vakit bulamayanın zekât ve sadaka istemesi câiz değildir. Bunun
için, başkasının sadaka istemesi câiz olur.
Sadaka istemekte üç zarar vardır.
Allahü teâlânın, nîmeti az gönderdiğini haber vermektir ki,
haramdır. Kendini zelîl etmektir. Müminin Allahtan başkasına boyun
bükmesi câiz değildir. İstenilen kimseye de eziyet etmektir.
Zarûret olmadıkca, bu da haramdır. Bunun için, takvâ sahipleri,
kimseden bir şey istememişlerdir. Bişr-i Hâfî,
Sırri-i Sekatî'den başka kimseden bir şey istemezdi. (Onun mal
verince, sevineceğini biliyorum, onu sevindirmek için istiyorum)
derdi. Bişr buyurdu ki: "Üç nevi fakir vardır: İstemez,
verince de almaz. Bunlar, İlliyyînde melekler iledirler. İstemez,
verince alır. Bunlar, Cennetlerde mukarreblerledir. İhtiyâcı olunca
ister. Bunlar, sâdıklar olup, Eshâb-ı yemin
iledirler."
Netîce olarak deriz ki, zaruret
olmadan dilenmek haramdır ve çirkindir. Zarûret ve ihtiyaç hâlinde
mübâh olur. Lâkin, derecenin azalmasına sebep olur. Ölüm hâlinde
vâcib olur. İstemeyip ölürse, günaha girerek ölür. Resûlullah
(sallallahü aleyhi ve sellem), Hazreti Ömer’e (radıyallahü anh)
hediye gönderdi. Ömer, almayıp geri gönderdi. Karşılaştıkları
vakit, (Niçin almadın?) buyurdu. Yâ
Resûlallah, (En hayırlınız, kimseden bir şey
almayandır) buyurmuştunuz. (O sözüm,
isteyip de almak içindi. İstemeden gelen şey, Allahü teâlânın
gönderdiği rızıktır) buyurdu. Ömer, cevap vererek,
(Allahü teâlâya yemin ederim ki, kimseden bir şey istemeyeceğim ve
istemeden gelen her şeyi alacağım) dedi.
Bir hadis-i
şerifte, (Aç olan veya bir şeye muhtaç olan, kimseden
istemeyip, Allahü teâlâdan beklerse, Allahü teâlâ, ona bir senelik
rızık kapıları açar) buyuruldu.