"Biz, doğru yoldan sapanlar
güruhu idik. Ey Rabbimiz, bizi buradan çıkar!"
Ebü’l-Hasen Muhammed hazretleri
Tefsîr âlimi ve evliyânın büyüklerindendir. 899 (m. 1493)’de
Kâhire’de doğdu. 952 (m. 1545)’de Kâhire’de vefât etti. Tefsirinde
şöyle buyuruyor:
Peygamber
efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) “Cehennem ehline bir
ağlama hâli arız olur. Gözlerinden kan akıncaya kadar ağlarlar,
yüzlerinde yarıklar meydana gelir. Öyle ki, gözyaşları ırmaklar
gibi olup, üzerlerinde gemiler bile yürütülür” buyurdu.
Cehennemlikler, böyle ağlayıp sızlayıp, feryat ve figân ettikleri
ve “Vay halimize!” deyip yardım diledikleri sürece kendileri için
bir ferahlık vardır. Fakat bundan da menedilirler. Muhammed bin
Ka’b hazretleri buyuruyor ki:
“Cehennemliklerin beş duâsı
vardır. Allahü teâlâ dördüne icabet eder. Beşincisinde, artık
konuşamazlar. Birincide, Mü’min sûresi onbirinci âyetinde
bildirilen “Ey Rabbimiz, bizi iki defa öldürdün. İki defa da
dirilttin, işte günahlarımızı itiraf ettik. Fakat şöyle bir çıkmaya
yol var mı?” diye yalvardıklarında, Allahü teâlâ cevap olarak
12. âyet-i kerîmede, “Bunun sebebi şudur: Yalnız Allah’a duâ
edildiği vakit, siz küfrettiniz. Eğer O’na bir eş ortak katılırsa,
tasdîk ediyordunuz. Artık hüküm, O çok yüce, büyük olan
Allah’ındır” buyurur. İkinci defa, Secde sûresi 12. âyetinde
bildirilen “Ey Rabbimiz, gördük, işittik. Şimdi bizi dünyâya
geri çevir de, güzel amelde bulunalım!” deyince, kendilerine
cevap olarak, İbrâhîm sûresi 44. âyetinde “Hâlbuki daha evvel
siz dünyâda kendinize, hiçbir zeval yoktur diye yemîn etmediniz
miydi?” buyurur. Üçüncü defa; Fâtır sûresi 37. âyetinde
bildirilen “Ey Rabbimiz, bizi çıkar! Yaptıklarımızdan bambaşka
bir amel yapacağız” deyince, Allahü teâlâ cevap olarak, “Size
iyice düşünecek kimsenin düşünebileceği, öğüt kabul edebileceği
kadar ömür vermedik mi? Size azâb ile korkutan bir Peygamber de
gelmişti. Şimdi, tadın o azâbı! Artık zâlimler için hiçbir yardımcı
yoktur” buyurur.
Dördüncü defa, Mü’minûn sûresi
106-107. âyetlerinde bildirilen “Ey Rabbimiz, bedbahtlığımız
bize galebe çalmıştı. Biz, doğru yoldan sapanlar güruhu idik. Ey
Rabbimiz, bizi buradan çıkar. Eğer yine küfre dönersek, artık hiç
şüphesiz ki, biz zâlimlerdeniz” diye yalvarınca, Allahü teâlâ
da verdiği cevapta, Mü’minûn sûresi 108. âyetinde “Yıkılıp
gidin içerisine! Bana söylemeyin” buyurur. Artık bundan sonra,
konuşamayacaklar ki, bu en şiddetli azaptır.