Meyyit mezara konunca yanına iki melek
gelir. Birine Nekîr, diğerine Münker denir.
Ebezâde Abdullah Efendi, Osmanlı
Şeyhülislâmlarının ellibirincisidir. Bulgaristan’da Balçık
kasabasında doğdu. 1126 (m. 1714)’de Trabzon’a giderken, bindiği
gemi battı ve boğularak vefât etti. Bir dersinde buyurdu
ki:
Enes bin Mâlik’in (radıyallahü anh) rivâyet ettiği
hadîs-i şerîfte, Resûl-i ekrem efendimiz (sallallahü aleyhi ve
sellem) buyurdu ki:
“Meyyit mezara konup, mezar başındakiler
dağılırken onların ayak seslerini işitir. Sonra yanına yüzleri
siyah ve gök gözlü iki melek gelir. Birine Nekîr, diğerine Münker
denir. Meyyite; (Muhammed hakkında ne dersin?) dediklerinde,
eğer mümin ise, bu iki meleğin suallerine cevap olarak; (Muhammed,
Allahü teâlânın kulu ve Resûlüdür. Eşhedü en lâ ilahe illallah ve
eşhedü enne Muhammeden Resûlullah) der. Bu iki melek; (Biz
elbette biliyoruz ki, sen dünyada da böyle derdin) derler.
Daha sonra kabre Cennetten yaygı serilir. Cennet elbiseleri
giydirilir. Meyyit için Cennetten bir kapı açılır. Kabre Cennet
kokuları yayılır. Eğer meyyit kâfir ise, bu iki meleğe cevap
olarak; (Ben bilmem, insanlardan işitirdim, bir şeyler söylerlerdi,
ben de onu söylerdim) der. Bu iki melek; (Biz elbette
biliyoruz ki, sen öyle derdin) derler. Sonra toprağa sıkış
diye emrolunur. Toprak, o kimsenin üzerine sıkışır, kaburga
kemiklerini birbiri üzerine geçirir ve Allahü teâlâ onu bu yattığı
yerden kaldırıncaya kadar, dâima azap içinde bulunur.”
Ehl-i sünnet ve cemâat âlimleri, kabirdeki hayat
hakkında icmâ etmişlerdir. İmâm-ı Haremeyn, “Şâmil” adlı
eserinde şöyle dedi: “Önce gelen âlimler, kabir azâbı ve
meyyitlerin kabirlerinde hayatta oldukları, rûhların cesetlerine
iade edildiği husûsunda ittifâk etmişlerdir.”
Ebû
Bekr İbni Arabî “Emed-ül-aksâ” adlı eserinde; “Mükellef olanların
kabirlerinde diriltilip, onlara suâl sorulması husûsunda Ehl-i
sünnet arasında ihtilâf yoktur” demektedir.
Aslan ve yırtıcı hayvan tarafından parçalanan
kimseye meleğin suâl sorması husûsunu âlimler şöyle
açıklamışlardır: “Allahü teâlâ, rûhu kalbe iâde eder ve melekler
kalbe suâl sorarlar. Asılan kimseye ise, bizim bilemeyeceğimiz
şekilde rûhu iade olunur. Hâlbuki biz onu ölü sanırız. Yırtıcı
hayvan tarafından parçalanan kimsenin her azasına rûh iade olunur.
Melekler ona, bu hâlde iken suâl sorarlar.