Hacca giden, başkalarına
sıkıntı vermediği gibi onlardan gelecek sıkıntılara da katlanmalı,
yumuşak davranmalıdır.
Nâsırüddîn Muhammed el-Medenî
hazretleri Hanefî fıkıh âlimidir. Aslen Semerkandlı bir aileden
olup Medine’de doğdu. Burada ilim tahsilinden sonra Bağdat’a
giderek meşhur âlimlerden fıkıh dersi aldı ve icazet alarak talebe
yetiştirdi. 556 (m. 1161)’de vefat etti. “el-Fıkhü’n-nâfi” isimli
eserinde şöyle nakleder:
Gücü yetenin, ömründe bir kere
Kâbe’ye gidip, oraya mahsus ibadetleri yapması farzdır. Daha sonra
yapılan haclar nâfile olur. Farz olan hacca gitmeye çalışmalı. Bir
kere farz olan haccı yapmak, 20 kere Allah yolunda savaşmaktan daha
sevaptır. Hadis-i şerifte, (Hac, suyun kirleri temizlediği gibi,
günahları yok eder) buyuruldu. (Taberânî)
Kabul olan hac; namaz, oruç ve
zekât borçlarının affına sebep olmaz. Bunları geciktirme
günahlarının affına sebep olur. Kul borçları verilmezse veya
helâlleşilmezse ödenmiş olmaz. Kul ve Hak borçlarından
başka...