"Şehitlerin ruhları, birtakım yeşil kuşların kursaklarındadır. Arş'ın altında onlar için asılmış olan çok kandiller vardır..."
Ebû Hâzim Nişâbûrî hazretleri büyük hadîs âlimlerindendir.
İran’da Nişâbûr’da yaşadı. 417 (m. 1026)’da vefât etti. Hafız (yüz
bin hadîs-i şerîfi râvîleriyle ezbere bilen) bir zât idi.
Naklettiği hadîs-i şerîflerden bazıları:
Abdullah İbni Abbâs’ın (radıyallahü anhümâ) rivâyet ettiğine göre,
Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) iki kabrin
yanından geçiyordu. “Bu iki kabirde bulunan ölüler azap görüyorlar.
Birisi idrardan sakınmadığı için, diğeri de, insanlar arasında söz
taşımak için dolaştığından azap görüyor” buyurdu.
Şehitlerin ruhları hakkında Peygamber efendimize sual edildiğinde
buyurdu ki: “Şehitlerin rûhları, yeşil kuş kursaklarında olarak
Cennet ağaçlarına asılı dururlar. Orada Cennet nimetleri ile
nimetlenir, rızıklanırlar. Âl-i İmrân sûresinin 169 ve 170. âyet-i
kerîmelerinde meâlen buyuruldu ki: (Allah yolunda öldürülenleri siz
ölüler zannetmeyiniz. Bilakis onlar, Rableri katında diridirler ve
[Cennet nimetleriyle] rızıklanırlar. Onlar, Allahü teâlânın
[lütfundan ve] fazlından kendilerine ihsân ettiği şeref ve
nimetlerden, sevinç ve ferah içindedirler. Kendilerinden sonraya
kalanlara [henüz şehit olmamış kardeşlerine, kavuştukları saadette]
katiyyen korku ve hüzün olmadığını müjdelemek [ve tarif etmek]
isterler.)"
Abdullah İbni Mes’ûd (radıyallahü anhümâ) bildiriyor ki: Biz, Âl-i
İmrân sûresinin 169. âyet-i kerîmesinden Resûlullah efendimize suâl
etmiştik. Cevâbında buyurdular ki: