Sıcak yemeğin mideye,
bağırsaklara ve dişlere zararlı olduğu, tıp kitaplarında
yazılıdır.
Ebû Sa’d Hulvânî hazretleri
Irak’ta yetişmiş Şafiî fıkıh âlimlerindendir. 450 (m. 1059)’da
doğdu. Semerkand’da, 520 (m. 1126)’da vefât etti. Bir dersinde
yemek yemenin edebleri hakkında buyurdu ki:
Yemek yemenin farzı; yenecek
şeyin helâl, tayyib (temiz) ve insana yetecek kadar olmasıdır.
Yemeğin helâl ve tayyib olması; sünnete ve ver’a uygun şekilde
kazanılmış olmasıdır. Helâl ve tayyib lokmayı ancak, bilgili,
uyanık, akıllı, ilmi ve ameli ile büyük gayret gösterenler
ister.
Yeme içme ilmi, ibâdet ilminden
önce gelmektedir. Çünkü ibâdet, yeme içme ile mümkün olur. Selâm
vermeyen kimseyi yemeğe sofraya çağırmamalıdır. Yemeği, Allahü
teâlâya ibâdette kuvvet kazanmak için yemeli, lezzet için, zevk
için yememelidir.
Acıkmadan yemeyen ve doymadan
sofradan kalkan kimselerin doktorlara ihtiyâcı olmaz. Sofrada çok
hayret verici bir şey olmadan gülmemelidir. Tıka basa doyuncaya
kadar yememelidir. Yemeği sıcak yememeli, soğumasını beklemelidir.
Sıcak yemeğin mideye, bağırsaklara ve dişlere zararlı olduğu,
tıp kitaplarında yazılıdır. Yemek soğuyuncaya kadar üstü
örtülü olmalıdır. Böyle yapmakta büyük bereket vardır.
Az da olsa, akşam yemeği yemeli,
terk etmemelidir. Öğleden sonra yenen yemeğe, akşam yemeği denir.
Bunu terk eden kimselerde, zayıflama ve çabuk ihtiyârlama görülür.
Yemekten önce el yıkamak, yemeğin sünnetlerindendir. Fakirliği
giderir. Dînî vazîfeleri yapmağa kuvvet kazanmak niyyeti ile yemek
yemek ibâdettir. Yemekten sonra elleri yıkamakta da, küçük
günahların yok olması ve gözlerin sıhhat kazanması vardır. Yemekten
evvel önce gençler, yemekten sonrada önce yaşlılar el yıkamalıdır.
Yemekten önce eller yıkandığında kurulanmaz.
Yemeğe başlarken Besmele
çekmelidir. Besmeleyi, yemek yiyenlerin hepsinin duyması için,
yüksek sesle söylemelidir. Yemeğe tuz ile başlamalıdır. Zîrâ tuz,
birçok hastalıklara şifâdır. Resûl-i ekremin (sallallahü aleyhi ve
sellem); “Yâ Ali! Yemeğe tuz ile başla. Çünkü tuz, yetmiş çeşit
hastalığa şifâdır. Bu hastalıklar arasında cinnet, cüzzam, baras,
mide ağrısı ve diş ağrısı da vardır” buyurduğu “Avârif’ kitabında
yazılıdır.
Sağ el ile yemeli ve içmelidir.
Sol el ile yiyip içmemelidir. Ebû Hüreyre (radıyallahü anh),
Resûlullah efendimizin; “Sağ eliniz ile yiyip, sağ elinizle
içiniz. Sağ elinizle alıp, sağ elinizle veriniz. Çünkü şeytan; sol
eli ile yer, sol eli ile içer, sol eli ile alır, sol eli ile
verir” buyurduğunu rivâyet etmiştir.
Ebû Sa’d Hulvânî hazretleri
Irak’ta yetişmiş Şafiî fıkıh âlimlerindendir. 450 (m. 1059)’da
doğdu. Semerkand’da, 520 (m. 1126)’da vefât etti. Bir dersinde
yemek yemenin edebleri hakkında buyurdu ki:
Yemek yemenin farzı; yenecek
şeyin helâl, tayyib (temiz) ve insana yetecek kadar olmasıdır.
Yemeğin helâl ve tayyib olması; sünnete ve ver’a uygun şekilde
kazanılmış olmasıdır. Helâl ve tayyib lokmayı ancak, bilgili,
uyanık, akıllı, ilmi ve ameli ile büyük gayret gösterenler
ister.
Yeme içme ilmi, ibâdet ilminden
önce gelmektedir. Çünkü ibâdet, yeme içme ile mümkün olur. Selâm
vermeyen kimseyi yemeğe sofraya çağırmamalıdır. Yemeği, Allahü
teâlâya ibâdette kuvvet kazanmak için yemeli, lezzet için, zevk
için yememelidir.