Âhırette Cennet ile Cehennemden
başka yer de yoktur. "A'râf"da kalanlar, bir müddet sonra Cennete
gideceklerdir.
Muhammed bin Ali el-Vâsıtî
hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerinden olup İbn-i Ebissakrî
diye tanınır. 409 (m.1018)’de doğdu. 498 (m.1105)’de Irak’ta
Vâsıt’ta vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:
Allahü teâlânın, insanlara
Peygamberleri göndermesi en büyük nîmettir. O büyük insanların
mübarek varlıkları olmasaydı, bu âlemi yaratanın varlığını, biz
kısa akıllı insanlara kim gösterirdi? İnsan aklı, o büyüklerin
nûrları ile aydınlanmadıkça, bunu bulamıyor. Peygamberler
olmadıkça, bizim düşüncelerimiz, doğru yola yaklaşamıyor. Dağda
yetişip, hiçbir peygamberi, hiçbir dini duymayıp puta tapan
müşrikler, Cehennemde sonsuz kalmazsa, Cennete girmesi lâzım gelir.
Bu da olamaz. Çünkü müşriklere, Cennet haramdır, yâni
yasaktır. Bunların yeri Cehennemdir. Nitekim, Allahü teâlâ, Mâide
sûresi yetmişbeşinci âyetinde, İsâ aleyhisselâmın meâlen, (Allahü
teâlâdan başkasına tapanlar, başkalarının sözlerini Onun
emirlerinden üstün tutanlar, Cennete giremez. Onların konacağı yer
Cehennemdir) dediğini beyan buyurdu.
Âhırette Cennet ile Cehennemden
başka yer de yoktur. "A'râf"da kalanlar, bir müddet sonra Cennete
gideceklerdir. Sonsuz kalınacak yer, ya Cennettir,
ya Cehennem! Bunlar hangisinde kalacaktır? Bu müşrikler, ne
Cennette, ne Cehennemde kalmayacak, âhırette dirildikten sonra,
hesâba çekilip, kabahatleri kadar mahşer yerinde azab çekecektir.
Herkesin hakkı verildikten sonra, bütün hayvanlar gibi, bunlar da,
yok edileceklerdir. Bir yerde sonsuz kalmayacaklardır. Böyle
kimselerin sonsuz olarak Cennette kalacaklarını söylemek, nasıl çok
yersiz ise, sonsuz azap çekeceklerini söylemek de, öyle yersiz
oluyor. Kâfirlerin çocukları da böyle olacaktır. Çünki Cennete
girmek, îman iledir. Yâ kendisi iman etmiş olacak veya imanlının
çocuğu olduğu için, yâhud ana-babası birlikte mürted olunca,
kendisi Dâr-ül-islâmda kaldığı için imanlı sayılmış olacaktır.
Dâr-ül-islâmda bulunan müşriklerin çocukları ve zimmîlerin
çocukları da Dâr-ül-harbdeki kâfirlerin çocukları gibidir.
Çünkü bu çocuklarda iman yoktur. Bunlar Cennete giremez.
Cehennemde sonsuz kalmak da, teklîften sonra, inanmamanın
cezâsıdır. Çocuk ise, mükellef değildir. Bunlar hayvanlar gibi,
diriltilip, hesapları görüldükten sonra, yok edileceklerdir.
Eskiden, bir Peygamberin vefâtından sonra, çok vakit geçip,
zâlimler tarafından din bozulup, unutulduğu zamanlarda yaşayıp,
Peygamberlerden haberi olmayan insanlar da kıyâmette böyle
sonradan, tekrar yok edileceklerdir.