"Sevincine katılarak
seninle neşelenmeyen bir dostu yanından
uzaklaştır."
Muhammed bin Nadr hazretleri
Tebe-i tabiînden olup her yerde hakkı konuşarak, emr-i bi’l-ma’rûf
ve nehyi ani’l-münkeri bildirirdi. Kûfe’de yaşadığı ve orada vefât
ettiği bilinmektedir.
Bu mübarek zatın, Müslim isminde
birinden alacağı vardı. Haber gönderip “Falan gün geleceğim,
alacağımı hazırla” dedi. O da hazırlığını yaptı. Söylediği gün
Müslim’e “Benim sendeki alacağımı hediye etmem, teslim almamdan
daha hayırlıdır. Sana onu hediye ettim” buyurdu.
Bir talebesine buyurdu ki: “İlmin
evveli sükûttur. Sonra onunla uğraşmaktır. Sonra ezberlemek, sonra
onunla amel etmek, sonra da başkalarına öğretmektir.”
Allahü teâlâ, Hazreti Musa’ya
(aleyhisselam) “Uyanık ol, kendine dost ara, sevincine
katılarak seninle neşelenmeyen bir dostu yanından uzaklaştır.
Onunla arkadaşlık yapma, çünkü böyle dost kalbine sıkıntı verir. O,
senin dostun değil, düşmanındır. Beni çok an ki, bana şükretmiş
olasın ve ben de nimetimi arttırmış olayım” diye
vahyetti.